DİGİTAL DEVRİM VE SONRASI

Avcı toplayıcılıktan sonra gelen tarım devrimi birçok insanın besin için çalışmasını gereksiz kılmış ve bunlardan bazıları merakını gidermeye yönelik çalışmaları için yeterli zaman bulabilmiş, bu çabalar gündelik gereksinimlerle beslenince felsefe ve onun ebeliğinde bilim doğmuştur.

Bilimin ürettiği bilginin imkanları gündelik hayatı kolaylaştıran teknolojinin biteviye gelişmesinin önünü açmıştır ve de sanayi devriminin…

Sanayi devrimiyle bilgi birikimi ve teknoloji daha bir ivme kazanmış, sanayi devriminden ardından bilgi çağı lafları dolaşırken, digital devrimin uç vermesiyle başka şeyler konuşulur olmuştur.

Digital devrim de kendi gelişim yasasıyla birlikte boy gösterdi: Moore Yasası. 1970’lerde türetilen bu kavram basitçe şunu söylüyor: Aşağı yukarı her 18 ila 24 ayda bir, 1000 dolara alabileceğiniz işlemci hızı (yani bir bilgisayar çipinin işlem gücü miktarı) ikiye katlanır. Yani büyüme üstel olur.

Nitekim böyle oluyor; bugün cep telefonunuz, Ay’a iki astronot gönderen NASA’nın 1969’daki tüm gücünden daha fazla bilgisayar gücüne sahiptir. Yine, bugünün birkaç yüz dolarlık Sony Play Station’ı, 1997’nin milyarlarca dolarlık askeri süper bilgisayarından daha güçlüdür.

Teknolojik performansın üstel gelişimi; makine zekâsı, derin öğrenme, Nİ (Nesnelerin İnterneti) ve insan gen haritası düzenlemelerini birleştirip bütünleştirerek gündelik hayatımızı aklımızı zorlayacak çoğu zamanda aklımızın almayacağı bir şekilde değiştiriyor.

Tüm bunlar Gerd Leonhard’ın “Teknolojiye Karşı İnsanlık” kitabında söz ettiği; dijitalleşme üzerine inşa edilen mobilleşme, ekranlaşma, aracısızlaşma, dönüşüm, akıllanma, otomasyon, sanallaştırma, sezinleme ve robotlaşma mega dönüşümleri sayesinde hayata geçiyor.

Hayatımızda her şey git gide hızlanarak değişiyor. Üretim araçları, üretim tarzları yukarıda saydığımız mega dönüşümlere göre hızla yeniden yapılanıyor.

Yakın bir zamanda üretimin neredeyse tamamı yapay zekanın idare ettiği otomasyon tarafından yapılacak ve insana gereksinim kalmayacak…

İnsan sağlığında paradigma değişecek; hastalıklar daha başlangıcında tespit edilecek ve anında tedavi edilecek.

Biyoçiplerin insan sağlığında oynayacak rolleri şimdiden kestirmek bile güç.

İnsan genom kontrolü ile yapılabilecekler muhteşemlikle dehşet arasında salınmaya aday…

Hayatın her saniyesi digitalleşecek ve kayıt altına alıncak; insanlara bir dakikalık bile kayıt ve kontrol dışı özel yaşantı kalmayacak…

Üretimde ve hizmetteki otomasyonun işini elinden aldığı insanların ne yapacağı, ne olacağı meçhul…

Günümüzün meslekleri hızla tarihteki yerini alacak, doğacak yeni mesleklerde de çok az insana ihtiyaç olacak…

Tüm bu gelişmeler gözü paradan, kardan başka bir şey görmeyen; bunun için gözünü kırpmadan dünyayı yakabilecek Kapitalist düzenin hakim olduğu bir dünyada oluyor…

Tüm bunlara rağmen onbinlerce yıl ve bugün de olduğu gibi öncü insanlar yine birçok bedel ödeyerek; insanları ve yaşadığı dünyayı digital devrimle daha iyiye, güzele taşayacak; Nazım Hikmet’in dediği ‘sol memenin altındaki cevahiri karartmayanlar’ tarafından…

Yine Nazım’ın dediği kehanet gerçekleşecek;

“Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,

Işıklı maviliklere süreceğiz…”

Dr. Nedim İnce

Altınoluk / 30. 04. 2019