preload preload preload preload

Fark Edilmenin Hazzı


4th Mart 2020 Köşe Yazıları 0 Comments

FARK EDİLMENİN HAZZI

Biricikliği ile toplumun koşulsuz bir parçası olmak arasında salınan, özerkliğinin kaybını Prokrustes acılarıyla yaşayan insan, bunu bir nebze dengeleyebilmek için yine kendini tanıdığı insana döner; onay ister, destek ister, fark edilmek ister.

İster de ister…

Bunun bilen Zygmunt Bauman ve David Lyon, yazdıkları “Akışkan Gözetim” kitabında bunu, uzunca bir şekilde  “Fark Edilmenin Hazzı’ kavramıyla açıklamaktadırlar.

Erich Fromm insanın doğadan kopuşunu Adem ile Havva’nın cennetten kovuluşu ile simgeler, yalnızlaşmayı bu metaforla açıklamaya çalışırken, ondan kurtulmanın çabasını ve yüklediği ağır psişik yükü ifade etme gayretine girişir.

Rollo May ise anneden kopuşun insanda bir boşluk yarattığını ve insanın bunu yeni bir kişilik geliştirme mücadelesi ile doldurma gayreti içinde olduğunu ileri sürer.

Doğaya yabancılaşmış, toplumda yalnızlaşmış, içinde büyük bir boşluk duyan insan bunlarla başa çıkabilmek için müthiş bir çaba içindedir.

Bir yandan, özellikle sosyal bilimlerdeki akademisyenler bu duruma yönelik kuram üzerine kuram geliştirip, konuyu anlamaya, açıklamaya çalışır…

Diğer yandan sanatçılar bu hislerini nasıl yaşadıklarını şiirlerle, öykülerle, romanlarla, resimlerle, heykellerle, filmlerle dile getirir ve insanlarla paylaşma gayretine girişir.

İnsan da boş durmaz bu kalabalık içinde ayrı bir birey olduğunu bir şekilde diğerlerine gösterme peşinde koşar…

“Panoptik kabus”, yani hiçbir zaman yalnız değilim duygusu “bir daha asla yalnız kalmayacağım” umuduna dönüşür ve yazarlara göre “ fark edilmenin hazzı” olarak yaşamımızda başköşeye kurulur; internetin sağladığı ortam ve bunun üzerinde yeşeren, dal budak salan sosyal medya sayesinde…

İnternet gündelik, ekonomik yaşantıda birçok şeyi akıl sınırlarını aşacak şekilde kolaylaştırmaktadır. Ve yaygınlaşmasını, teknik olarak daha da gelişmesini anlamak zor değildir.

Sosyal medyanın öngörülemez biçimde yaygınlaşmasını kavramak ise biraz daha karmaşık gözükmektedir.

Sosyal medya uygulamalarına milyonlarca kişi üye olmakta, en mahrem görüntülerini, bilgilerini, fotoğraflarını, videolarını, anılarını,  gözlemlerini, düşüncelerini, duygularını, neler yaptığını; , tanıdığı, tanımadığı yüzlerce, binlerce, milyonlarca kişiyle paylaşmakta ve bunu biteviye tekrarlamaktadır…

Bunların bir daha asla silinemeyeceği, hep bir yerlerde kalacağı ve her türlü otoritenin kişileri. toplumu yönlendirmesini mümkün kılacağı ve insanların, toplumun denetimini kolaylaştıracağı gerçeğine rağmen…

“Fark Edilmenin Hazzı”nın dayanılmaz gücü?!.

Dr. Nedim İnce

Altınoluk / 03.03. 2020

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email