NE OLACAK
Bazen aklıma deli sorular geliyor?
İnsanlar, yeryüzündeki ki, şimdilik bilgilerimiz bununla sınırlı, evrimin araçları mıdır biraz üst basamaklarına tırmandırdığı?
Dünya’da yaşananları öznesi olduklarına dair sarsılmaz inançları birer vehimden mi ibaret?
Yoksa onlar da tüm olanların sadece bir nesnesi mi, üzerine düşeni yerine getiren?
Baksanıza tüm insanımsılardan bu güne kadar varlığını sürdürebilen Homo Sapiens’in, şu anda bilebildiklerimizle 600.000 senelik bir geçmişi var, 3,5 milyar senelik dünya üzerinde ve ancak son yüzyılda kısmen etkileyebilir hale geldi yaşadığı yeryüzünü.
Öznesi olduğunu düşündüğümüzde; “İnsanlar Dünya’nın sonunu getiriyor.” diyoruz. Halbuki sonu gelecekse bu Dünya değil; insan ve benzer koşullarda yaşayan canlılardır; yeni koşullarda yaşamını sürdürecek yeni canlılara yer açarak…
İnsan arka ayakları üzerine kalkıp ön ayaklarını kullanmaya başladıktan sonra başladı ne başladıysa…
Eller aletler yaptı; bu süreç beyni geliştirdi; gelişen beyin daha ince işler yaptırdı ellere; karmaşık aletleri kullanırken beyin daha da gelişti, dili de kattı yetileri arasına. Çevrenin bir parçası olan bedenin organı beyine yine bir şeyler oldu. Balık içinde olduğu deryanın farkında değilken beyin bunun ayırtına vardı. Gelişen soyutlama yetisiyle çevrede olmayan şeyleri önce zihinde oluşturdu; tasarladı sonra bunu ellere, ellerle oluşturduğu aletlere yaptırdı.
Bununla da yetinmedi beraber yaşayan insan sayısı arttıkça soyut yeni şeyler yarattı; kurallar, gelenekler, ideoloji, siyaset, inanç sistemleri, para vb…
Milyonlarca insanın bir kentte, milyarca insanı yeryüzünde bir biriyle iletişim ve etkileşim ve hatta belirli bir uyum içinde yaşamasını sağlayan, beyin tarafından yaratılan bu sistem bir süre sonra balığın deryayı farkına varamadığı gibi insanın da farkına varmadığı bir şey oldu.
Beynin yarattığı sistemin kulu kölesi oldu insan…
Olmaya da devam ediyor…
Son yüzyılda bir şey daha oldu…
Teknolojik gelişim beyinin ürünü olmasına rağmen, yine beyin evrimin derin izlerini barındırdığından ve evrim yavaş ilerlediğinden, zihinsel gelişimden her zaman daha hızlıydı ve son yüzyılda çok daha hızlandı.
Ve son yüzyılda hatta son on yıllarda bu fark akıl almaz bir şekilde açılmaya başladı.
Bu çelişme yakın zamanda taşınamaz hale gelecek…
Peki, ne olacak?
Alın size deli bir soru daha…
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 14. 05. 2019
Son Yorumlar