Motorları maviliklere sürmeye kararlı görünen CHP Mersin Milletvekili Aday Adayı Dr. Nedim İnce Mersin Yaşam’a aday adaylık sürecini anlattı.

Dr. Nedim İnce’yi Mersinlilerin pek çoğu tanır. Günlük yaşamın yanı sıra, hastalanıp yolu SSK Hastanesi’ne (Şimdiki Toros Devlet Hastanesi) düşenler ‘adam gibi’ bir doktorla karşılaştılarsa büyük olasılıkla Nedim İnce’yle karşılaşmışlardır. Mesleğine ve insana saygılı, doğayı ve kenti seven bu doktor şimdi CHP’den milletvekili adayı olabilmek için Hastanedeki görevinden istifa etti. Dostumuz olmasından onur duyduğumuz sitemiz yazarı Nedim İnce’yle dünyaya ve siyasete bakışını konuştuk.

Bu ülkede ‘siyasete soyunmak’  başlı başına belayken ve kentte bu kadar sevilen, düzgün bir kişiliğiniz varken niye aday adayı olup başınızı ağrıtıyorsunuz?

Hakkımda sarf ettiğiniz olumlu kelimeler için teşekkür ederim, umarım bu sözleri hak ediyorumdur. Çocukluğum kışları Komünizm’in gelmesini korkuyla bekleyerek geçti. Korktuğum başıma gelmedi. Üniversite sürecinde ise belki de deli akan kanın etkisiyle bir ütopya kapıldım. Sanrım ‘ bela’ ile o zaman tanış oldum. Dünyanın bir parçası olarak tüm insanlık birlikte üretecek ve hakça paylaşacak. Savaşlar bitecek, barışın egemen olduğu, insanların kardeşçe yaşadığı bir gezegen mümkün olacak. Ütopya bu, insan seneleri devirse de  peşini bırakmıyor ve başını ‘belaya’ sokuyor.
 

Geçmiş ideallerinizde ‘eşitlik, özgürlük, adalet’ ütopyasını taşıyan birisiyken CHP’de bu ilkelerin ne kadar yer bulacağını düşünüyorsunuz?

CHP bir kitle partisi. Kendini çizginin solunda tanımlıyor. Emek ve sermaye ilişkisinde dengeyi bulma çabası sırasında emeği öncelediğini söylüyor. Geçmişte yaşananlara baktığımızda bu çaba emek cephesi tarafından yeterli görülmese de varlığı kabul ediliyor. CHP’de ‘eşitlik, özgürlük, adalet’ ütopyasını siyaseten yaşama geçirme çabaları için bir yer olduğunu ve mücadelenin bu alanı ve de bu alandaki insanları çoğaltacağını düşünüyorum.

İki kez aday oldunuz ve seçilemediniz. CHP’nin iç yapısında bu kez yer bulabileceğinizi düşünüyor musunuz?

 Yaşam doğumdan ölene kadar geçen bir süreç. Yaşamın içinde de bir biri içine geçmiş ve bir birini çok karmaşık ve dinamik etkileyen süreçler var. Siyasi yaşam da böyle bir şey.  Sabır gerekiyor, kararlılık ve istikrar gerekiyor; üstelik de sonuca varma konusunda hiçbir güvence içermeden. Kıdemli bir milletvekili aday adayı olarak bunun bilinciyle geçmişte yaşananları geleceğe olumlu deneyimler taşıyan süreçler olarak değerlendiriyorum. Hayatı süreç odaklı değerlendirme gayretinde bir kişi olarak 2002’den bu yana hep CHP içinde olduğumu, bir çok şey kazanıp bazı şeyler kazandırdığımı düşünüyorum. Bu seçim döneminde de zenginleşmeye ve zenginleştirmeye devam edeceğim. CHP milletvekili olabilirsem, bu kez çabalarım o düzlemde devam edecektir.

Siyasetle ilişkinizi bir süredir halka giderek yoğunlaştırdınız.  Bunu izleyebiliyoruz. CHP’de adaylık için parti içinde ‘delege’ savaşlarının, üst kademelerde ‘paylaşım savaşları’nın etkisini biliyor olmalısınız? 

CHP’de siyaset kararı aldığımızda, çoğul kullanıyorum özneyi çünkü eşim ve çocuklarım da vardı bu karar sürecinde, ütopyamızı gerçekleştirmek için ütopik bir siyasi davranış sergileme kararı da almıştık: üye, delege, ekip mücadelesine girmeyecek evrensel doğruların peşine düşecek ve bunları gerçekleştirmeye çalışıp her türlü siyasi sonucuna eyvallah diyeceğiz…
9 yıldır bunu yapma çabasındayız. Sorunuza yanıt oldu mu bilemiyorum.

Binlerce hastayı tedavi eden ve kentte çok sevilen bir doktorsunuz. Belki de mesleki kariyerinizi riske atacak böyle bir seçimi yapmak sizi mutlu edecek mi? 

Hekim olmam benim kontrolümün dışında gelişen olaylar sonucunda gerçekleşti. Meslekten ve biraz da kişisel yapımdan kaynaklanan sıkıntılar çeksem de çok severek yaptım. Ancak İMF ve Dünya Bankası’nın sağlıkta dönüşüm projeleri  AKP iktidar tarafından kraldan çok kralcı bir tarzda uygulanmaya başlandığı 2004 yılından bu yana aynı sevinci duyamıyorum. Ticarileşmiş neoliberal sağlık sistemi bir çok sorun doğurmaktadır. İktidar, siyasi sorumluluktan kurtulmak adına sıkıntının içinde yer alan sağlık çalışanlarını, sorunun kaynağıymış gibi göstermekte ve bunda da başarı sağlayıp bizleri hasta ile karşı karşıya getirmektedir. Siyasi olarak buna engel olabilecek bir konuma gelmek hem sağlık çalışanlarının, hem de sağlık hizmeti alanların yararına olacaktır. Mesleki kariyerim sona erse de birçok mesleki kariyerin önünü açmış olacağım böylece ve kesinlikle mutluluk duyacağım…

CHP’nin Mersin’de hangi adaylarla daha başarılı bir seçim yürüteceğini düşünüyorsunuz? 

 Bu soruda aday adayı olan bir kişi olarak tarafım. Zaten taraf olmak için de 9 yıl CHP siyaseti içindeyim. Bu nedenle objektif olamam kaygısı duymadan yanıtlayabilirim. İnsanları bu dünyanın bir parçası olarak görüp çiçeği, böceği, ağacı, toprağı, denizi, havası, suyu ve bilumum mahlukatı ile beraber seven, bunu yaşamının her alanında hayata geçiren, insanların kalbine dokunabilen ( şimdi moda mide ama her moda gibi onunda geçici olduğu görülecektir) adaylarla daha başarılı bir seçim yürütebileceğini düşünüyorum.

Meclis’e girdiğimizi düşündüğünüzde hangi konularda yoğun mesai harcayacaksınız?  

Mersin milletvekili olmam nedeniyle öncelik Mersin sorunları olacaktır. Kent kimliği geliştirilmesine katkı sunmak, Mersin’de yaşamaktan mutlu olmaya, gurur duymaya yönelik çalışmalar yapmak önceliklerim arasında olacaktır. İşsizliğin azaldığı, gelir dağılımının düzeldiği, insanların kendilerini özgürce ifade edebilme koşullarının oluştuğu bir kentte aidiyet duygusunun da gelişeceğini düşünüyorum. Doğası, ekonomisi, kültürü, sanatı, sporu ile insanların huzur içinde yaşadığı bir kent olmak ‘dünya kenti’ olmak tanımına uyuyorsa Mersin’in bir dünya kenti olmasına çaba göstereceğimden kuşkunuz olmasın. Aynı zamanda ülkemizin milletvekili olarak emekten yana, hakça paylaşıma yönelik çalışmaların yanı sıra kişisel özgürlük, ulusal bağımsızlık için .çaba göstermek, insan yanında tüm canlıların hakkını korumak, cansızlara hakkını vermek görevlerimin arasında olacak. Dediklerim ütopik kaçabilir ama unutmamak gerekir bu ‘bela’ya beni ütopya bulaştırdı.
 
Yıllarca,  Mersin Yelken İhtisas ve Yat Kulübü’nün Başkanlığı yaptınız. 2013 Akdeniz Oyunları Mersin’de yapılacak. Kentin önemli spor insanlarından biri olarak Akdeniz Oyunları’nı değerlendirir misiniz?

Mersin Yelken İhtisas ve Yat Kulübünde 8 yıl Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türk Yelken Vakfında 4 yıl yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bu bana Spor Şurası Hazırlık Komisyonlarında görev alma fırsatı da yarattı. Seneler boyunca spor üzerine kafa yordum. 54 sayı çıkardığımız bültenlerdeki yazılar bunları  kalıcı hale getirdi.
 Mesleğinde olgunluk dönemini yaşayan 45 yaşında bir üroloji uzmanı olarak Spor Psikolojisi yüksek Lisansı’na başladığımda “ne işine yarayacak?” sorusunun cevabını biliyordum: üretme kapasitemi arttırarak daha fazla insana yararlı olabilmek ve bu alanda kendini yetiştirmiş dostlar edinerek yaşamı daha da güzelleştirmek…
Senelerce spora verilen emeğin geliştirdiği beceri ve gerek akademide gerekse sahada çalışan spor insanları  ile oluşturulan ilişki Akdeniz Oyunları’na bakış açımı etkilemektedir. Akdeniz Oyunları’nın kentte yaşayanlar tarafından sahiplenilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sayede spor yatırımları sadece oyunlar için değil kentin spor yaşamı için de yapılabilir. Çocuklarımız, gençlerimiz ve ebeveynleri, spor çalışanları spora daha ilgili olur. Mersin sadece spor tesisleri ile değil, sadece elit sporcuları ile değil yurttaşlarının büyük bir çoğunluğunun spor yapması ile bir spor kenti olarak anılır. Akdeniz ülkeleri arasında da Mersin, sporun yarattığı; dostluk, dayanışma ve sevgi kavramları ile birlikte söz edilir.

www.mersinyasam.com