ACIYI YAKMAK
İnsanın insanı sömürüsü, tarım başladıktan; toplum, çalışanlar ve yönetenler olarak ayrıştıktan bu yana binlerce sene sürmektedir.
Her dönemde, üretim araçlarının geliştirdiği pratik, üretim tarzlarını ve üretim ilişkilerini belirlemiş, toplumun kültürü, değerleri, inançları bunun üzerine inşa edilmiştir.
İngiltere’den filizlenen, Avrupa ve Kuzey Amerika’da boy atan Kapitalizm, bilimin ve teknolojinin gelişim ivmesiyle üretimin hızla artmasına, servetin akıl almaz bir şekilde büyümesine neden oldu; bir o kadar hızla da eşitsiz paylaşımına…
1980’li yıllardan sonra internetin, dijitalleşmenin, iletişim ve ulaşımdaki akıllara ziyan gelişmenin imkanlarını kullanan neolibaral dalga, Kapitalizm’i Dünya’nın en ücra köşelerine kadar yayarken; beraberinde sömürüyü, yoksulluğu ve gelir eşitsizliğini de götürdü.
İnsanlar toprağından, geleneksel yaşam tarzından koparılıp kentlere ucuz işçi olarak boca edildi. Kendi emeğiyle ürettiği besinle doğrudan karnı doyarken, kentlerde bu dolaylı hale geldi. Artık emeğini satıp kazandığı parayla karnını doyurabilecek durumdaydı.
İş sadece karın doyurmadaki değişiklikle kalmadı. Geleneksel yaşamındaki değerler de Kapitalizm’in doğurduğu kent yaşamlarında işlemez oldu; paylaşım, yardımlaşma, yakın insan ilişkileri… Artık bunları bir ölçüde yerine getiren büyük aile de parçalanmış durumdadır.
İşsizlik, Kapitalizmin ücretleri baskı altında tutmasına yarayan önemli bir araçtır. Sermaye tarafından toplumsal patlamaya varmayacak kadar bir işsizlik oranı her zaman arzu edilmiştir.
Düşük ücretin yarattığı yoksulluk, insanların işsizlik dönemlerinde yaşamlarını sürdürebilecek birikimi olası kılmamaktadır. Kapitalizm Toplumsal yardımlaşmayı, dayanışmayı; rekabetle değiştirmiş, insanları atomize etmiş Vahşi Kapitalizm’de işsizlik; yoksunluk demektir, onurundan, umudundan ve açlık demektir.
Ülkemizde Kapitalizm’i, yıkıcılığını törpüleyen karma ekonomi karşıladı; yaygın tarım ekonomisi zemininde. Kapitalizm yıllar boyunca yerini genişletti. 1980 askeri darbeden sonra, özellikle 24 Ocak kararlarıyla zeminini daha da sağlamlaştırdı. Özal hükümetleri ulusötesi neoliberal akımın gereklerini yerine getirdiler bir bir. Ardından gelen koalisyon hükümetleri ise yasal alt yapısını oluşturdular.
2002 den bu yana iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi, önceden hazırlanan yasal zemini daha da güçlendirerek özelleştirmeleri büyük bir hızla tamamlayıp karma ekonomiye son verdi. Tarımsal politikalarla kırdan kente göçü hızlandırdı. Kapitalizmin yıkıcılığını törpüleyen unsurlar büyük ölçüde çıkarıldı yaşamdan.
Son yıllarda derinleşen ekonomik krizle yoksulluk arttı, işsizlik çift haneli rakamlarda ikinci basamağa doğru yükselmeye başladı. Yaygın sosyal yardımlar yetmez hale geldi.
Yoksunluk bir nebze katlanılabilirken açlık sökün etti yapayalnız kalmış insanların ardı sıra.
İnsan kendi yoksunluğuna, bir yere kadar açlığına da katlanabilir; ama bir babanın çocuklarının yoksunluğuna, açlığına katlanması her zaman mümkün olmayabiliyor…
Hele de umudunu da yitirdiyse…
Son örneği Antakya’da görüldüğü gibi bu derin acıyı daha büyük bir acıyla, kendini yakarak, dindirmeye çalışıyor babalar…
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 11. 02. 2020
Son Yorumlar