Muğla’nın Milas ilçesinde, Akbelen Köyü’nde başını köyde yaşayanların çektiği bir direniş yaşanmakta.
Bu direniş, çevre gönüllülerin, yaşam savunucuların bireysel, birçok sivil toplum örgütün kurumsal desteğiyle ülke ve dünya çapında ses getiren bir boyuta ulaştı.
Direniş yaşamı savunma direnişiydi: Kömür maden sahası için daha fazla ağaç kesilmesin, daha fazla canlının hayatına son verilmesin, daha fazla kömür çıkarılıp, çevre, toprak, su, hava termik santrallerle kirletilmesin; daha fazla can tehlikeye atılmasın.
Direniş, tabiat ile insanın yaşadığı çelişkiyi, tabiatın kendini onarabileceği bir seviyede tutarak gidermek isteyenlerin direnişidir; tabiatı sadece kendi çıkarlarının nesnesi olarak gören ve davrananlara karşı…
Siyasi iktidarın açık kömür madeni işletmesi için içinde asırlık ağaçların, ona eşlik eden faunanın, vahşi hayvanların, börtü böceğin bir kalemde yok edilmesi için çaba harcayan şirketin yanında olduğunu düşündüren birçok düzenlemeyi hayata geçirdiğini izledik; televizyonlarda, sosyal medyada, basında…
Yasalar bir toplumun nasıl bir arada yaşayacağının, bireylerinin çok farklı çıkarlarının nasıl ortaklaştırılabileceğinin, bireylerin bir birleriyle ve toplumla çatışmalarını nasıl adil bir şekilde çözülebileceğinin yol göstericisi olarak çıkarılmış, yaptırım gücüyle hayata geçirilen kurallardır.
Dünya- insan bütünlüğünü gözetecek, eşitlik ve özgürlüğün yollarını açacak şekilde çıkarılan yasaların, olabildiğince objektif uygulanarak; toplum- birey, birey- birey arasındaki çatışmaları adil olarak çözmenin araçları olması gerekir; toplum bütünlüğü, birey mutluluğu, tabiat- insan uyumu için…
Toplumsal yasalarda bilimsel yasaların kesinliği yoktur ve her zaman yoruma ihtiyaç vardır. Yorumlar da çoğunlukla olduğu gibi sübjektif olma özelliğini taşır ve beklentiler, uygulamayı, davranışları, sonucu belirler.
Karadeniz’de birçok dere, mevcut yasaların HES’lerin yapılması açısındanyorumlanması sonucunda siyasi iktidar tarafından, HES’lerle kurutulup, tabiat geri dönüşümsüz bir şekilde dönüştürüldü. Derelerin kardeşliğini kuran ve direnen birçok insana acılar çektirildi, ülkesini sevmekten başka derdi olmayan insanlara olmadık şeyler dendi. Zaman onların gerçek birer yurtsever olduğunu kanıtladı.
Şimdi de Akbelen de direnen insanlar için de aynı şeyler yapılıyor. Yasaların yorumu, bırakın objektif olmayı, tabiattan, tabiatı savunanlardan yana olmaktan uzak; köylülere, onlarla birlikte ağaçlara, börtü böceğe, suya, toprağa, solunan bir avuç havaya sahip çıkanlara basınçlı su, biber gazı, gözaltı, soruşturma olarak davranışa dönüşmektedir.
Direniş boşuna mıdır?
Hayır!..
Dünyayı güzelleştirmek isteyen birçok güzel insanın çektiği acı, yaşadığı sıkıntı boşuna olmamış; çoğu zaman olduğu gibi, dünyaya, diğer insanlara, tabiata güzellik olarak dönmüştür.
Yakın örneği Kaz Dağları’nda altın madeninin faaliyetini durdurmasına neden olan dirençli, kitlesel direniştir.Bunun sevincini yaşandı hep birlikte. Yaşamı savunanlara rahat yok; ufukta yine Kaz Dağları’nda yeni bir direnişi gerektirecek Bakır Madeni arama faaliyetleri gözüküyor.
Şu andaki somut örneği ise Akbelen direnişidir. Kesilmesi önlenemeyen ağaçlar başarısızlık hissi yaratsa da direniş olmasaydı neler olabileceği düşünüldüğünde yılgınlığa gerek olmadığı ortaya çıkar…
Yaşasın çevre dostları…
Yaşasın yaşam savunucuları…
Yaşasın Akbelen direnişçileri…
Selam olsun ödedikleri her türlü bedele rağmen, yılmadan, usanmadan dünyayı güzelleştirenlere…
Nedim İnce
Altınoluk /14. 08. 2023
Deftere Yazanlar
Tarih Ağustos 14th, 2023
O ağaçların kesilmesine emir ve onay verenlerin elleri kırılsın, bedenleri çürüsün….