preload preload preload preload

İletişim


11th Nisan 2023 Köşe Yazıları 0 Comments

Köşe yazısı maceram yirmili yılların ilk basamaklarına tırmanmaya başladı. Bazen haftada iki, çoğunlukla bir kez yazdığım yazılar genellikle deneme tarzında vücut bulur ve şimdiye kadar hiçbir haftayı boş bırakmamıştır.

Yazım Çarşamba günü yayımlandığından, Pazartesi, en geç Salı sabahı gönderilmek zorundadır. Alışkanlık mıdır, bilmem, çoğunlukla Pazartesi ya da Salı sabahından önce kaleme varmaz elim. Anlayacağınız Pazartesi ya da Salı sabahı benim yazı günümdür.

O günlerde eşim Hülya, zaman zaman seslenir; “Nedim, yazını yazdın mı?”

Bilirsiniz, sabah uyanmaya yakın, yarı uyur, yarı uyanık rüya görürüz ve bazen de rüya mıydı, yoksa uyanıkken aklımızdan geçenler mi yani gerçek mi, karıştırırız.

Bu sabah böyle bir şey yaşadım. Rüyamda seslendiler, “Bugün yazı günün, unutma!” Sonrası rüyanın devamı mı, yoksa yarı uyanıkken rüyanın etkisiyle devam eden bilinçli bir şey miydi, bilemedim. Bu süreçte iletişim yazayım dedim ve yazıyı kafamda oluşturdum.  

Tamamen uyandığımda,  oturdum Fakülteleri bile olan bu kadar geniş bir konuda,  bu yazıyı oluşturmaya çalıştım.

İletişimi, insanlar, hatta iki insan arasındaki iletişime kadar daraltarak yazıya devam edeceğim.

İletişimin, insanın ilk varlığından bu yana var olduğunu ve insan varlığının onsuz devam edemeyeceğini ileri sürmemiz mümkün.

O zaman, çokça tanımlardan bir kaçını buraya alalım.

“-Duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla kişiden kişiye aktarılmasıdır.”

“-Kendini karşıya anlatma, karşıyı anlama çabasıdır.”

“- Anlamların insanlar arasında ortak sembollerin kullanılmasıyla yer değiştirdiği bir işlemdir.”

“-İletişim, duygu düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır.”

Uzar gider.

İletişim bizi hayatta tutar ve Goethe’nin veciz sözü “İnsan kendini yalnızca insanda tanır” da olduğu gibi kendimizi tanımamızı da sağlar.

Deneyim ve bilgi paylaşımımıza imkan sunarak bilişsel kapasitemizin gelişmesine yol verir.

Soyutlama yeteneğimiz gelişir, mitler, felsefe, bilim sanat sökün eder.

İletişimle işbirliğini, yardımlaşmayı, dayanışmayı hayata geçiririz.

İletişimi iyi kullanarak da biraz daha insan oluruz.

İletişimde yanlış anlamalar olduğu gibi, son yüzyılda gücünün farkına varanlar tarafından kendi çıkarları için kötüye kullanıldığını da sık görmekteyiz.

Yanlış anlaşılmamak, yanlış anlamamak ve devamında arzu etmediğimiz davranışlara yönelmemek için biraz okumak, biraz sanatla ilgilenmek, biraz anlamaya çalışmak, biraz yargılardan kaçınma gayretinde olmak işe yarabilir.

Kötü kullanımları için de uyanık olmak, ruh, beden, ekonomik ve sosyal sağlığımızı korumaya katkı sunabilir.

Sylviane Herpin’in dile getirdiği gibi “Düşündüğünüz, söylemek istediğiniz, söylediğinizi sandığınız, söylediğiniz, karşınızdakinin duymak istediği, duyduğu, anlamak istediği, anladığını sandığı, anladığı arasında farklar vardır. Dolayısıyla insanların birbirini yanlış anlaması için en az dokuz ihtimal var.”

Yanlış anlama ihtimallerine dikkat ederek hayatı sürdürmek, herkese iyi gelebilir.

Hele de Babil kulesi misali, kavramların içi boşaltılarak, birbirimizi anlamamızı zora koşan, nasıl yaşamak istediğimize dair önemli karar vereceğimiz bir seçim arifesinde olduğumuz bu son günlerde…

İletişimi iyi kullanarak; iyi anlatmanın, iyi anlaşılmanın tam zamanı mıdır?

Bence zamanıdır…

Nedim İnce

Ayvalık / 10. 04. 2023

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email