preload preload preload preload

İnsan Gittiği Yere Kendini de Götürür


28th Aralık 2021 Köşe Yazıları 0 Comments

Bu söz bir yerlerden kulağınıza çalınmıştır sanırım. Bir roman ya da öyküde okumuş olabileceğiniz gibi geçici de olsa uzunca süreli yer değiştiren bir arkadaşınız da bu sözü söylemiş olabilir.

Kişiliğin oluşumunu açıklamaya çalışan birçok kuram mevcuttur. Bunların bir ucunda kişiliğin tamamen genetik mirasın ürünü olduğunu ileri sürenler bulunurken diğer ucunda da sadece çevrenin, dış etkenlerin kişiliği şekillendirdiğini savlayanlar yer alır. İkisinin ortasında ise ki çoğunluğu oluşturur, genetik miras ve çevre etkileşimini dikkate alarak konuya açıklık getirme çabasında olanlar vardır.

Bilim, insanın kuşaktan kuşağa genetik mirasın taşıyıcısı olduğunu kesinlemiştir. Bunun içinde beyin de bulunmaktadır ki bedenin biyolojik yönetimi dışında insanın davranışlarına yön veren merkez olması yanı sıra kişiliğin de onun fonksiyonu olduğunu biliyoruz.

Hayatının ilk dakikalarından itibaren dışarıdan gelen uyarıları alıp değerlendiren, yorumlayıp düşünceye ve davranışa dönüştüren genetik mirasımızın ürünü beyindir. Kişiliğimiz, zaman içinde algılarımızın anlamlandırılmasıyla ortaya çıkan davranışlarımıza, çevremizden gelen tepkileri değerlendirmemiz sonucunda, çizdiğimiz yolda oluşur. Böylece genetik mirasla çevrenin dinamik etkileşimini ve bunun ürünü olan kişiliği görürüz.

Bir kez dünyaya geldikten sonra genetik yapımızı değiştirme şansımız yok; buna yönelik birçok çalışma yapılsa da en azından bugünkü bilgi ve olanaklarımız çerçevesinde henüz bunun imkan dahilinde olmadığını söyleyebiliriz.

Çevre ise an be an değişen bir etken ve bu nedenle insan dış ortamdan aldığı geribildirimleri genetik alt yapısına giydirerek tanımlar kişiliğini çoğu kez.

Toplumu bir ayna kabul edersek, orada gördüğü görüntüsüdür insanın kişiliği. Bu görüntü bir kez oluştuktan sonra onu korumak, sürdürmek çabası, yaşam boyu devam eder zorlu bir süreç olarak.

Yani sürekli değişen çevresel koşullara uyum sağlayıp olabildiğince ana çizgilerini koruyan bir kişiliği sürdürme gayreti, gündemin ana maddelerinden biridir insanın. Çünkü kişilik, artık toplumla, çevreyle ilişki kurduğu, sosyal bir varlık olarak yaşamını sürdürdüğü önemli araçlardan biri olması yanı sıra bu kadar değişkenlik içinde istikrarı sağlayan bir unsurdur da aynı zamanda.

Burada “insan gittiği yere kendini de götürür” sözü devreye girmektedir. Yaşadığı çevre tamamen değişse de onunla iletişim kurma ve istikrar aracı kişiliği bir süre aynen devam etmektedir anlayacağınız.

Kişi bir yandan yeni çevreye uyum sağlamaya çalışırken diğer yandan da eski ortamını yeniden yaratma çabasına girişir. Buradaki en önemli aracı kendi kişiliğidir. Bu karşılıklı etkileşim sonucunda hem çevresini bir miktar değiştirirken, kişiliği de kalın çizgilerde olmasa da ayrıntılarda yeniden şekillenir yeni ortama uyum gereksinimine göre.

Artık başlığın devamını şöyle getirebiliriz sanırım:

“Kişi her gittiği yere kendini de götürür ve uzunca bir süre sonra yeni çevrede yeni bir kendi olur.”

Nedim İnce

Ayvalık / 28. 12. 2021

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email