Milyarca yıldan günümüze kadar ve günümüzden öte süregiden evrimsel süreç çok hücreli canlılarda nesillerin devam etmesinin ana taşıyanı olarak dişileri seçmiştir. Bu seçim dişilerin her daim daha güçlü, son kertede daha belirleyici olmalarını da getirmiştir berberinde.
Dünyadaki ekosistemde canlıların sadece binde birini oluşturan insanların bundan muaf olması düşünülemez.
İnsanın milyonlarca yıllık evriminde kadınlar her daim güçlü, her daim son kertede karar verici olmuşlardır.
Sevgili dostum ressam Ahmet Yeşil’in atölyesinin duvarında senelerce önce bir sergi için hazırladığı ‘İlk Günah’ isimli bir enstalasyonu yer alır. “İnsan tarıma geçip toprağı ilk defa çitlerle çevirerek, burası benim, dediğinde ilk günahı işlemiştir.” demektedir bu çalışma.
Toprağı çeviren, kas gücüyle işleyen, başkalarından koruyan erkek olunca toplumdaki erkek ve kadın rolleri değişmiş; o güne kadar eşit ya da baskın olan kadınlar erkekler tarafından bir adım geriye itilmiştir. Sadece bununla da kalınmayıp, kadınlar nesneleştirilerek üretimden gelen güçleri erkekleri tehdit etmesinin önüne geçilmiş ve bunun yanı sıra bu gücün erkek egemenliğini beslemesi sağlanmıştır.
Avrupa’da Feodal dönmelerde bazı topraklarda evlenen kadınlar üzerinde ilk gece hakkı üretimde, çocuk doğurmak ana damarını oluşturur, kadının nesneleştirilmesinin topluma sembolik yansımasıdır.
Ülkemizde ve doğu toplumların bir kısmında son yıllarda sönmeye yüz tutsa da belki de binlerce yıl süren ‘başlık parası’ bu nesneleştirmeye somut bir örnektir.
Erkekler kadınları nesneleştirse de, söz hakkını elinden alsa da, birkaç adım geriye itse de kadınların evrimden gelen biyolojik, psişik, bilişsel ve iletişimsel güçleri yerli yerinde kalmıştır. Bu kadınları toplumsal yaşamda erkeklere nazaran daha dirençli, daha kararlı, uyum yeteneğini daha güçlü kılmış; ortalamada daha da uzun bir ömür sürmelerinin de önünü açmıştır.
Erkek kadın ilişkisinin tarihi kadınların evrimden gelen gücü karşısında erkeklerinin çaresizlik içinde kıvranarak yaptıklarından ibarettir cümlesi çok iddialı gelebilir, ama gerçeklik payı olduğu da inkar edilmez sanırım.
Gelişen bilgi ve geliştirdiği teknoloji sanayi toplumuna kapı açarken gereksinim duyduğu işgücü için kadın ve çocuklara da açılım yapmıştır.
Üretimin yapısı gereği eğitim yaygınlaştırılmak zorunda kalınmış, üretime doğrudan katılan ve eğitimden da payını alan kadınlar, tarımsal üretim ve ticaretteki konumlarından aldıkları güçle kendilerini geriye iten erkeklere meydan okumaya başlamışlardır.
Son birkaç yüzyıldır kadın erkek ilişkilerinin tarihi bu meydan okumanın tarihidir.
Kadınlar evrimden gelen güçlerine üretimden geleni de ekleyerek erkeklere karşı elde ettikleri büyük avantajla (bunun farkında olan kadınlardan bazıları kadınların bu avantajı kullanarak bir adım öne geçmesini önermektedirler) erkeklere ‘yan yana duracağız, eşit olacağız’ demekteler ve dediklerini gün be gün hayata geçirmekteler.
Erkekler akıllı olurlarsa direnmekten vaz geçer ve adil olmayı, kadınlarla birlikte yan yana olmayı, eşit olmayı kabul ederler…
Yoksa yüzbinlerdir yıl korktukları başlarına gelir…
Benden söylemesi…
Nedim İnce
08. 03. 2022 / Ayvalık
Son Yorumlar