preload preload preload preload

Dipsiz Bilgi Kaynağı Ortamı İnternet


29th Eylül 2025 Köşe Yazıları -

Son yıllarda iletişim teknolojisi, dijitalleşmedeki akıl almaz gelişmeye, yapay zekanın da eklenmesiyle, aklımızı zorlayacak, uyum sağlamamızı sekteye uğratacak bir hızla gelişti ve yaygınlaştı.

Neredeyse tüm dünyayı kapsayan ve hızlanan internet, fonksiyonları ve kapasiteleri çılgınca artan cep telefonları, cep telefonlarındaki gün be gün farklılaşan ve hayatın her alanında kullanılabilecek şekilde sayısı çoğalan uygulamalarla; dünyanın her yanıyla iletişime geçebilme ve dijital ortamda bulunan her türlü bilgiye ulaşma imkanına kavuştuk. 

Çeşitli internet arama motorlarıyla, internetin her geçen gün daha çok insanın ulaşabildiği bir alan olması yanı sıra, içeriği de teknolojideki hıza uygun gün be gün zenginleşmekte, genişlemekte ve yeni uygulama alanlarıyla gündelik hayatın kılcal damarlarına kadar girmektedir.

Neredeyse ulaşmak istediğimiz her türlü bilgiye, her türlü uygulamaya bir ‘tık’ mesafesindeyiz.

Bu kadar çok bilgiye neredeyse ışık hızıyla ulaşmak hayatımızı çok kolaylaştırıyor, bunu yaşıyoruz da bu bilgiler ne kadar doğrudur, ne kadar güvenilirdir sorusunu sormamız gerekmiyor mu?

İnternet ortamına insanları ve toplumu yönetme, yönlendirme amaçlı yalan, yanlış, abartılı bilgilerin yüklenmesi mümkün müdür?

Soruyu başka bir şekilde soracak olsak internetten elde ettiğimiz her bilginin güvenilirliği ve doğruluğu ne kadardır?

Binlerce senedir yazılı bir kültürden gelen insanda yazılı metinlerin genellikle güvenilir bilgi kaynağı olduğu algısı yerleşmiş durumdadır.

“Kitapta yeri var” cümlesi söylenen şeyin doğru olduğuna dair kanıt gösterilir gündelik yaşamda.

Elektronik ortamdaki yazılı metinler insanın geldiği kültürel geçmiş gereği kendiliğinden güvenilir kaynaklar olarak algılanmaya uygundur.

Acaba öyle midir?

Birkaç masum örnekle bunu sorgulayalım.

İnternet ortamından alınan, Can Yücel’in yazdığı ileri sürülen ama onun yazmadığı kanıtlanan onlarca şiir, onun yazdığı sanılarak sosyal medyada yağmur gibi paylaşılmaktadır mesela.

Albrecht Dürer’in “Eller” isimli tablosunun öyküsünü okurken ne kadar duygulanmıştık ve bekletmeden arkadaşlarımıza göndermiştik aynı hisleri yaşamaları için: 18 çocuklu madenci bir ailenin iki erkek çocuğundan biriydi. İkisinin de resme yeteneği vardı. Ancak biri gidecek, diğeri de madende çalışacaktı ve eğitimini tamamlayan madene girip diğerini gönderecekti. Kurayı kahramanımız kazanmış, döndüğünde “hadi kardeşim sıra sende” demiş; kardeşi de çalışmaktan eğri büğrü olmuş ellerini göstererek artık fırça tutamayacağını ifade etmişti. Ve o anda kağıda dökülen eller muhteşem ”Eller” tablosunu oluşturmuştu. Halbuki kahramanımızın babası kuyumcuydu ve daha küçük yaştan itibaren resim ve ağaç baskı tekniği eğitimi almaya başlamıştı.

William Shakespeare azmin timsaliydi. Boğaz tokluğuna temizliğini yaptığı ve orada yatıp kalktığı tiyatroda yılmadan, usanmadan çalışarak, oyunları izleyip kendini geliştirerek bu gün bildiğimiz deha olmuştu. Ama tarih internette dolaşan bu öyküyü doğrulamıyor. Toprak soylusu bir annenin ve tüccar bir babanın çocuğu olan Shakespeare döneminin en iyi eğitimlerinden birini almıştı.

Son günlerde Victor Hugo ile ilgili “1887 yılında” diye başlayan bir hikaye siber ortamda oldukça uzun bir yol aldı ve zaman zaman yine karşılaşıyoruz. Oysaki öyküsünün anlatıldığı yıldan iki sene önce bu dünyayı terk etmişti.

Örnekler çoğaltılabilir. Özellikle masum, güncel ve yaygın olanlarını seçtim; internette var olan, dolaşan bilgilerin güvenirliliğine dikkat çekmek için.

Doğru olduğu varsayılarak benimsenen birçok bilgi bu kadar masum olmayabilir ve yaşamımızı zorlaştırıp, sıkıntılı anlar yaşamamıza yol açabilir.

Dipsiz bir bilgi kaynağı olan internet ortamından hızlı bilgiye ulaşmak için bir tık yetiyor; doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak için ise bu beceriye geliştirmeye yönelik dikkat, çaba ve emek gerekiyor.

Unutulmaması gerek internet ortamı dipsiz bilgi kaynağıdır, doğru; ancak hepsi doğru değildir

Nedim İnce

Hasanbey / 26. Eylül. 2025