Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’ne baktığımızda hırs tanımını iki şekilde yaptığını görürüz. Birincisi; “sonu gelmeyen istek, aşırı tutku” şeklindeyken diğeri ise “öfke, kızgınlık” dır. Azim için ise “bir işteki engelleri yenme kararlılığı” denmektedir.
Hırs ve azim madalyonun iki yüzüdür. Birincisi yani hırs, madalyonun olumsuz tarafını temsil ederken, ikincisi yani azim olumlu yanına işaret eder.
Madalyonun iki yüzü bir birine karıştırıldığında hırsa olumlu anlamlar yüklenebilmektedir. Bunun böyle olmadığını yazı ilerledikçe göreceğiz.
İnsanı davranışa yönlendiren, davranışlarına kılavuzluk eden, bir amaca yönelik hareket ettiren güdülerdir, motivasyonlardır. Bunlar içsel olabileceği gibi ki fizyolojik gereksinimlerden kaynaklanır; açlık, cinsellik vb… çevresel etkenlerin etkisiyle dışsal da olabilir. Dışsal güdülerde ise sosyal olanları, sosyal bir varlık olan insanda çok önemli bir yer tutar.
Hırs sosyal bir güdüdür ve tek amacı vardır: istediğini elde etmek. Hırs daha tanımlarda kendini ele vermekte, insanı tüketebilecek, kendisine ve çevresine zarar verebilecek bir duygu olduğunu ortaya koymaktadır. Hırsın sosyal güdüsü bitmek tükenmek bilmeyen bir başarı tutkusudur. Tek amacı vardır; istediği bir sonucu elde etmek. Bunun için her şeyi göze alır. Diğer bir anlatımla gözü kördür; o sonuca ulaşana kadar hiçbir şeyi görmez.
İnsanı insan kılan değerleri bu uğurda kullanmaktan çekinmez ve önüne engel görürse çiğneyip geçmekten de…
İnsanın kutup yıldızı değerler iken; hırs ele geçirdiğinde ise bu; başarılmak, varılmak istenen sonuç olur. Buradan da anlaşılacağı gibi hırs insanı ele geçirir, kontrol becerisini yerle bir eder ve tek kontrol merkezi vardı artık: hırs. Ve o ne isterse o olur…
Hırs, yine de; yıkıp dökerek, ne pahasına olursa olsun ulaştığı sonuçla, elde ettiği başarı ile yetinmez. İsteklerinin sonu gelmez ve yıkıcılığının da…
Bunlar gerçekleşmediği, ya da önüne engel çıktığı zaman ikinci yanı ortaya çıkar ki bu yıkıcılığını daha da arttırır: öfke ve kızgınlık.
İnsanın hayatını sürdürebilmesi için hedeflere, bunları gerçekleştirebilmesi için başarıya ihtiyacı vardır. Ve bunun için de değerlere saygılı, onları kutup yıldızı olarak kullanan bir sosyal güdüye: bu da azimdir.
Azimde sonuç kadar, yol da önemlidir. Başarı bir bütündür azimli insan için; amacı için gayret ettiği süreç ile elde ettiği sonucun ikisini de kapsar. Köprüyü geçerken ayıya dayı dediyse o köprü geçilmiştir ama bu başarı değildir azim için. Sadece köprü geçilmiştir. Aslında sadece köprü geçilmiş olsa neyse…
Ancak değerlerin de üzerinden geçilmiştir…
Azimli insan ayıya dayı demeden köprüyü geçmenin yolunu arayan, değerlerini titizlikle koruyan, korumakla kalmayıp kendine rehber ederek engelleri bıkmadan, usanmadan aşmaya çalışan insandır. Bunu gerçekleştirip karşıya geçtiğinde başarıyı yakaladığını bilen insandır.
Azimli insan başarının tadını yaşayan, durmasını bilen olma yanında, vazgeçendir de: elinden gelen her şeyi yılmadan yapmasının sonuç vermediğini, aksine kendisine ve çevresine zarar vermeye başladığını görünce özellikle…
Hırs ve azmin, madalyonun iki yüzü olması nedeniyle zaman zaman karıştırıldığından söz etmiştik. Yaratılacak farkındalıkla bu karışıklığın ortadan kaldırılması; içerdikleri enerjinin kişinin kendisine, çevresine olumlu yansımasının önünü açacaktır. Hırslı insanın yıkıcılığı, azimli insanın yapıcılığı ile yer değiştirecek; üzüntü yerini mutluluğa bırakacaktır.
Son yorumlar