preload preload preload preload

Kalenderliğin Timsali Selçuk Ölçer


9th Haziran 2015 Köşe Yazıları 0 Comments

Sevgili Erdal Akalın, yakın bir geçmişteki yazısında hayat öyküsünden söz etmişti sevgili Selçuk Ölçer’in. Oradan ne kadar renkli ve bir o kadar da hoş bir ömür geçirdiğini öğrendik. Kalenderliğinin kökenlerini hakkında bilgimiz oldu.
Selçuk Abi benden çok önceleri yazmaya başladı Mersin’in yerel gazetelerinde. Varlığından yazıları ve gazetelerdeki her zaman gülen fotoğraflarından haberdardım.
Bir gün Mersin İmece Gazetesi’nde yollarımız keşişti. Artık aynı gazetenin köşedaşlarıydık. Kalenderliği, nezaketi, kalbinin sıcaklığı olduğu gibi yazılarına yansıyor; okurken büyük bir keyif alıyorduk. Yazılarındaki alıntılar da hep iyilik, güzellik, dostluk üzerineydi.
Gazetede çalışanlar olarak bir yemekte bir araya geldiğimizde Selçuk Abi ile ilk defa yüz yüze tanışmış oldum. Artık fotoğraflardaki gülen gözler kanlı canlı karşımdaydı. Bir kez daha anladım ki samimi insan ne ise onu yazar; farklı görünmeye çalışan olsa da yazılarında satır aralarında mutlaka kendini ele verir.
Sevgili Erdal Abi’nin kankasıydı sevgili Selçuk Abi. Bütün yemek boyunca atışmaları, bir arada olma keyfimize keyif katmışlardı. Daha sonraki birlikteliklerimizde de bu durum farklı olmamıştı. Köşelerinde yazdıkları yazılarda da bir birlerine takılmaktan geri durmazlardı.
Selçuk Abi’nin hepimizden farklı bir tarafı daha vardı. Yöneticisinden, hakemine, antrenöründen, sporcusuna toz toprak içinde, kıt koşullarda hayata asılan amatör sporcuların yakın takipçisiydi. Onları izler, moral verir en önemlisi de gazetelere taşıyarak görünür hale gelmelerini sağlardı. Bir yandan mutluluklarını arttırırken bir yandan da değindiği sorunlarının çözümüne katkı sunardı. O Mersin’deki tüm amatör sporcuların Selçuk Abisiydi. Üstelik sporu bırakmış, köşesine çekilip unutulmaya yüz tutmuşları da zaman zaman köşesine taşır vefanın sadece bir semt adı olmadığını gösterirdi bize.
Hastanede karşılaştığım bir gün bana ameliyat olduğundan söz etti; cilt kanserini almışlar operasyonla. Keyfi yerindeydi, açıkçası ben de endişelenmedim; zira tedavisi cerrahi ile yüzde yüze yakın bir kanserdi, cilt kanseri.
Gelin görün ki yüzde yüz değildi ve o çok küçük olasılık geldi Selçuk Abiyi buldu. Hastalığı ile amansız bir mücadeleye girişti; kalenderliğini burada da göstererek; onunla barışık bir şekilde…
Ne yazık ki kendi gücü ve tıbbın gücü yetmedi onu hayatta tutmaya. Hastalığına karşı doktorlarıyla birlikte verdiği son savaşı kaybetti…
Ardından gözyaşlarıyla uğurlayan binlerce sevdiğini bırakıp giderken, o gülümseyerek sonsuz yolculuğuna çıktı.
Işıklar içinde yol alsın…
Dr. Nedim İnce
Mersin / 02.06. 2015

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email