preload preload preload preload

Bir Şey Olacağım


19th Mayıs 2025 Köşe Yazıları -

Mustafa Kemal Atatürk’ün gençliğinde etrafına sık sık ‘Ben bir şey olacağım’ dediği rivayet edilir. Adını anımsayamadığım bir İngiliz tarihçi, Atatürk ile ilgili yazdığı kitapta bu cümleye sık sık atıfta bulunur.

Yaşamına kuş bakışı bir göz atıldığında aslında yaşamının askeri lisede okurken arkadaşlarına söylediği ‘Ben bir şey olacağım’ sözünü yerine getirme çabasından oluştuğunu söyleyebiliriz.

Askerliği seçmesi bunun ilk adımlarından sayılır. Öğrenciliği sıralarında ülkesinin yaşadığı sıkıntılar için kafa yorması, Harbiye’de yazdıkları için ceza alması, Trablusgarp’ta İtalyan işgaline karşı halkı örgütleyip direnişe geçmesi, Suriye cephesindeyken örgüt kurması, velihat padişah Vahdettin’in  yaveri olarak gittiği Almanya’da ne olup bittiğini araştırması, Sofya Askeri Ataşesi iken yeni çağdaş bir ülkenin nasıl olacağına dair ipuçları araması, daha fazla kaynağa ulaşabilmek için Fransızca öğrenip, cephelerde felsefeden siyasete, arkeolojiden sosyolojiye, tarihten sanata kadar birkaç bin kitabı hatmetmesi, Çanakkale’de bir ülkenin nasıl kurtulabileceğinin ipuçlarını görmesi ve göstermesi…

Tüm bunların, üste koyarak devam eden ‘bir şey olma’ çabalarından başka bir şey olmadığını söyleyebiliriz.

Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’nda yenilip koşulsuz şartsız teslim olup, toprakları paylaşıldığında Mustafa Kemal artık ‘bir şey olmanın’ zamanı geldiğine karar verdi.

Ülkeyi işgalden kurtarmak ve yeni bir devlet kurmak için harekete geçme zamanı gelmişti.

Osmanlı Hükümeti’nden aldığı ve padişahın imzaladığı resmi görevle, 9. Ordu Müfettişi göreviyle, Samsun’a yola çıktı. Görev tanımını kendi yapmıştı ve karargahını kendi seçmişti. Bundan 106 yıl önce, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla yanında getirdiği çekirdek kadroyla birlikte fiilen milli mücadeleye başlanmış, ‘bir şey olmaya’ büyük bir adım atılmıştı.

Sonra bilindiği gibi bıçak sırtında geçen birçok siyasi ve askeri mücadelelerle, orduların başkomutanı olarak yönettiği son büyük taarruzla ülkenin kurtuluşuna önderlik etti.

Ülke kurulduktan sonra Osmanlı’nın küllerinden yeni, çağdaş ve uygar bir devlet kurma aşamasına geçildi. Mustafa Kemal Atatürk yeni devletin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri de oldu.

Genç bir lider olarak gençlerle kurtardığı, gençlerle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni yine gençlere emanet etti ve o çok bilinen, okurken insanın tüylerini ürperten, ne kadar uzak görüşlü olduğunu ortaya koyan gençliğe hitabesiyle, gençliğe Cumhuriyet’i koruma görevini verdi.

Artık bir şey olmuştu: Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtarıcı ve kurucu önderi…

Tarihin akışını değiştiren tarihte eşine az rastlanan bir devlet adamı…

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!

Nedim İnce

Ayvalık / 19. 05. 2025