Birkaç gün önce gazetelerde bir haber çarptı gözüme; İstanbul denizden yeni bir ilçe kazandı diyordu. İstanbul kıyılarına yapılan dolgularla bir ilçe büyüklüğünde toprak kazanıldığından söz ediyordu.
Bunu okuyunca başlangıcına yetişemesem de tamamlanmasına tanık olduğum Mersin kıyı dolgusu geldi aklıma.
İçim yeniden cız etti…
Doğanın binlerce yıl içinde oluşturduğu güzelim kumsalın yok edilmesi, hem de kilometrelerce, akıl alacak gibi değildi. Dolgunun üzerine parklar yapılması denize ve onun sevgilisi kumsala yapılan haksızlık için hiçbir zaman geçerli bir neden olmadı benim için.
Altınoluk merkezindeki kıyının bir kısmı da benzer kıyımdan kendini kurtaramadı. Yıllar önce ilk yapılaşmada, neredeyse kumsala, bina yapılmasına izin verilmesi; bununla yetinilmeyip, arada bir dar geçitler olsa da, adeta bir duvar gibi denizin önünün kapatılması, bu dolguya gerekçe gösterilmiş olsa ve Altınoluk’ta yaşayan birçok kişi böyle düşünse de; benim içime sinen bir şey olmadı.
Dolgu bitti ve üst yapısı tamamlanmak üzere. Sahilde geniş bir gezi ve dinlenme parkı oluşturulması, dolgunun burukluğunu kısmen giderdi. İnsanlar hava serinledikten sonra sahilde yürüyüşünü yapıyor, banklarda denize karşı sohbetini ediyorlardı. Dolgu taşları ve onun önüne boydan boya yapılmış bel hizasındaki beton duvarın üzerleri de gençlerin, kendini genç hissedenlerin denize daha yakın konuşlandıkları yerlerdi.
Derken…
Başka bir şeyin olmaya başladığını fark ettik. Yaklaşık 500 metre civarında olan dolgunun taşlarının ve önündeki duvarın üstüne platformlar oluşturulduğunu gördük. Dolguyu ve üzerindeki üst yapıyı oluşturan, insanların deniz kıyısında yürümesine, oturup söyleşmesine ortam sağlayan, deniz dolguları hakkındaki olumsuz düşüncemi saklı tutarak, bu yaşanan güzelliğe ortam oluşturan Balıkesir Büyük Şehir Belediyesi, belki de daha güzel olacağını düşünerek bu platformları inşaya başladı.
Ve bu platformları kıyıdaki işletmelere kiralar oldu; onlar da haklı olarak, üzerini masa sandalye, şezlong ve şemsiyelerle donatır oldular.
Bu güzelim kıyı parkında yürüyenler ve banklarında oturup söyleşenlerle deniz arasında artık sandalyeler, masalar, şezlonglar, şemsiyeler var. İnsanlar deniz yerine buradaki eşyaları ve üzerinde oturan insanları seyrediyorlar.
Bunun dışında, Büyükşehir, kıyı dolgusuyla kamusallaştırdığı, ücretsiz olarak halkın kullanımına sunduğu kıyının; denize en yakın kısmını, kiralayarak bir nevi tekrar özelleştirilmekte ve para harcanarak kullanılacak bir yer haline getirmektedir.
Balıkesir Büyük Şehir Belediyesi’nin iyi niyetle yaptığını düşündüğüm platformlara, bu açıdan bakıldığında yapılanların güzelliğini sakatlayan bir tarafı olduğu sonucuna varılabilmektedir.
Platform yerine, belirli aralıklarla kıyı dolgudan denize uzatılacak kısa iskelelerle halkın denize girmesi ücretsiz sağlanabilirken; kıyıda yürüyenlerin ve oturanların da denizi seyretmesi imkan dahilinde kalır.
Diğer yandan bölgedeki otellerin yazlık müşterileri göz önünde tutularak, duvar ve dolgu taşlarının üzerine platform yerine, duvar ve taşların hizasından daha aşağıda, denizin üstünde, sökülüp takılabilir, ya da yüzer iskeleler yapılabilir ve denize girme yanı sıra güneşlenmeleri de sağlanabilir.
Platform yapımından vazgeçilmesi, yapılanların sökülmesi ve yerine önerilenlerin hayata geçirilmesi halinde; kıyı dolgusunun, yapılış amacına çok daha uygun bir işlevsellik kazanacağını ileri sürebilirim…
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 12. 09. 2017
Son yorumlar