preload preload preload preload

38


22nd Eylül 2016 Köşe Yazıları 0 Comments

Yazının başlığı otuz sekiz sayısının rakam ile ifade edilmesinden başka bir şey değildir.
Demek ki sayılar var sözle ifade ettiğimiz…
Harfle ya da sembollerle, yani şimdi yaptığım gibi rakamlarla kağıda döktüğümüz…
Diğer yandan sayıların nasıl gösterilirse gösterilsin kullanıldığı bağlam çerçevesinde anlamları da vardır ki insanın yaşamında var olma nedenleri de zaten budur.
30.000 sene önce mağaraların duvarlarında, içerlerinde bulunan kemikler üzerinde görülen çentikler, temsil ettikleri hayvan, eşya, nesne, insan sayısı ile anlam kazanmaktadır.
İnsanlar yazıdan 25.000 sene önce saymayı, bunu çeşitli şekilleri kullanarak kaydetmeyi öğrenmiştir. Teknolojinin gelişimine paralel üretim arttıkça sayılara olan ilgisi daha da artmış, çentik ve düğümleyip yerine bugünkü rakama kadar evirilen sembolleri kullanmaya başlamıştır.
Sayıları gösteren bu semboller bir yandan dört işlemin yapılmasına olanak sağlayarak cebir ve geometrinin ortaya çıkmasının önünü açmış, diğer yandan büyü ve sihrin vazgeçilmez araçları olmuştur. Kutsal kabul edilen 3, 4, 7 vb… sayılar o dönemden günümüze kalan mirastır.
Dünyada birçok uygarlık yüzlerce sayı sistemini kullanmıştır.
Eski Mısır’da onluk sayı sistemi ve Sümerlilerin altmışlık sayı sistemi harmanlanarak şu anda kullanılagelen sayı sistemi haline gelmiştir. Uzaklık, hacim ve alanları onluk sistemle tanımlarken, dakika, saniye gibi altmışlık sistemi kullandığımız yerler vardır.
Gündelik yaşamımızı derinden etkileyen bilgisayarda ise ikilik sayı sistemi kullanılmaktadır.
Yukarıdaki 38 rakamı bir kapı numarası olabilir ya da bir sınıftaki öğrenci sayısını gösterebilir.
Kayserililer kendi illerinin plaka numarası olduğunu söylerler gururla…
38. doğum gününü kutlayanlar yeni bir yaşa girdiklerini ifade edebilirler ve 40’a yaklaşmanın endişesini şimdiden duymaya başlayabilirler…
Duke Üniversitesinden Baniel Belsky ve ekibi ise yaptıkları Dunedin araştırmalarında biyolojik yaşlanmanın takvim yaşından farklı olduğunu bulduklarını, 38. takvim yaşında olanların bazılarının 61. Biyolojik yaşta olduğunu ileri sürebilirler…
Yukarıda da ifade edildiği gibi sayıları temsil eden harf ve rakamların tek başına, birer sembol olduklarını söylemekten başka anlamları yoktur. Onları farklı anlamlandıran kullanıldıkları bağlamdır.
38’in benim için bu günlerdeki bağlamı evlilik yılıdır…
Hülya ile 38 sene önce evlendiğimizi, birçok badireleri atlatarak, fırtınalara direnerek, gerek bizim dışımızdaki gerekse kendi oluşturduğumuz engelleri aşarak; hala birlikteliğimizin 38 senedir devam ettiğini gösteren bir rakamdır 38.
Birlikte büyüdüğümüz, daha sonra hayatımıza katılan Ulaş ve Çağdaş ile bunu birlikte sürdürdüğümüz, bir süre sonra olgunlaşmaya dönüştürdüğümüz 38 sene…
Yaşamın sorunlarına karşı kenetlenip üstesinden birlikte geldiğimiz, birlikte ağlayıp, birlikte güldüğümüz; yaşama birlikte bir şey kattığımız; 38 yıl…
Gerek ikimizin dışında gerekse kendimizden kaynaklanan sorunlarda, birlikteliğin artık mümkün olmadığını düşündüğümüz anlarda bile kolaya kaçmadan umutsuzluğun kör çemberini kırdığımız, beraberliğin yeni bir düzleminde nefes almaya devam ettiğimiz, dünyanın güneşin etrafında attığı 38 tur…
Hem çok kolay hem de çok zor geçen ve yıllandıkça tadına doyamadığımız bu 38 yılın ardından baktığımda…
İyi ki; 24 saat, 7 gün, 12 ay, 38 yıl; farklı cinsiyetin, farklı genetik mirasın ve çevre koşullarının oluşturduğu çok farklı kişilik yapılarıyla beraber yaşamanın getirdiği tüm zorlukları, yine altını çizerek yazıyorum, kolaya kaçmadan, sabırla birlikte aşmışız…
Ve bana bu yazıyı yazma fırsatı doğurmuşuz…
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 18. 09. 2016

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email