preload preload preload preload

47


14th Eylül 2025 Köşe Yazıları -

Yazının başlığı kırk yedi sayısının rakam ile ifade edilmesinden başka bir şey değildir.
Demek ki sayılar var sözle ifade ettiğimiz…
Harfle ya da sembollerle, yani şimdi yaptığım gibi rakamlarla kağıda döktüğümüz…
Diğer yandan sayıların nasıl gösterilirse gösterilsin kullanıldığı bağlam çerçevesinde
anlamları da vardır ki insanın yaşamında var olma nedenleri de zaten budur.
30.000 sene önce mağaraların duvarlarında, içerlerinde bulunan kemikler üzerinde görülen
çentikler, temsil ettikleri hayvan, eşya, nesne, insan sayısı ile anlam kazanmaktadır.
İnsanlar yazıdan 25.000 sene önce saymayı, bunu çeşitli şekilleri kullanarak kaydetmeyi
öğrenmiştir. Teknolojinin gelişimine paralel üretim arttıkça sayılara olan ilgisi daha da artmış,
çentik ve düğümlü ip yerine bugünkü rakama kadar evirilen sembolleri kullanmaya
başlamıştır.
Sayıları gösteren bu semboller bir yandan dört işlemin yapılmasına olanak sağlayarak cebir ve
geometrinin ortaya çıkmasının önünü açmış, diğer yandan büyü ve sihrin vaz geçilmez
araçları olmuştur. Kutsal kabul edilen 3, 4, 7 vb. sayılar o dönemden günümüze kalan
mirastır.
Dünyada birçok uygarlık yüzlerce sayı sistemini kullanmıştır.
Eski Mısır’da onluk sayı sistemi ve Sümerlilerin altmışlık sayı sistemi harmanlanarak şu
anda kullanılagelen sayı sistemi haline gelmiştir. Uzaklık, hacim ve alanları onluk sistemle
tanımlarken, dakika, saniye gibi altmışlık sistemi kullandığımız yerler vardır.
Gündelik yaşamımızı derinden etkileyen bilgisayarda ise ikilik sayı sistemi
kullanılmaktadır.
Yukarıdaki 47 rakamı bir kapı numarası olabilir ya da kalabalık bir sınıftaki öğrenci sayısını
gösterebilir.
Mardinliler kendi illerinin plaka numarası olduğunu söylerler gururla…

  1. doğum gününü kutlayanlar yeni bir yaşa girdiklerini ifade edebilirler ve yarım asra
    yaklaşmanın endişe ve sevincini şimdiden duymaya başlayabilirler…
    Yukarıda da ifade edildiği gibi sayıları temsil eden harf ve rakamların tek başına, birer sembol
    olduklarını söylemekten başka anlamları yoktur. Onları farklı anlamlandıran kullanıldıkları
    bağlamdır.
    47’nin benim için bu günlerdeki bağlamı evlilik yılıdır…
    Hülya ile 47 sene önce evlendiğimizi, birçok badireleri atlatarak, fırtınalara direnerek, gerek
    bizim dışımızdaki gerekse kendi oluşturduğumuz engelleri aşarak; hala birlikteliğimizin
    47 senedir devam ettiğini gösteren bir rakamdır 47.

Birlikte büyüdüğümüz, daha sonra hayatımıza katılan Ulaş ve Çağdaş ile bunu birlikte
sürdürdüğümüz, bir süre sonra olgunlaşmaya dönüştürdüğümüz, Melis ve Çağdaş’ın oğlu
torunumuz Deniz’in de dünyaya merhaba diyerek hayatımızı şenlendirdiği 47 sene…
Yaşamın sorunlarına karşı kenetlenip üstesinden birlikte geldiğimiz, birlikte ağlayıp, birlikte
güldüğümüz; yaşama birlikte bir şeyler kattığımız; 47 yıl…
Gerek ikimizin dışında gerekse kendimizden kaynaklanan sorunlarda, birlikteliğin artık
mümkün olmadığını düşündüğümüz anlarda bile kolaya kaçmadan umutsuzluğun kör
çemberini kırdığımız, beraberliğin yeni bir düzleminde nefes almaya devam ettiğimiz,
dünyanın güneşin etrafında attığı 47 tur…
Hem çok kolay hem de çok zor geçen ve yıllandıkça tadına doyamadığımız bu 47 yılın
ardından baktığımda;
İyi ki Hülya ile yolumuz kesişmiş…
İyi ki; 24 saat, 7 gün, 12 ay, 47 yıl; farklı cinsiyetin, farklı genetik mirasın ve çevre
koşullarının oluşturduğu çok farklı kişilik yapılarımızla beraber yaşamanın getirdiği tüm
zorlukları sabırla birlikte aşmışız…
Ve bana bu yazıyı yazma fırsatını doğurmuşuz…
Nedim İnce
Hasanbey / 14. 09. 2025