Yukarıdaki 64 sayısı, dünyanın en zengin milyarderlerini temsil ediyor, 3,6 milyar ise yer küremizin nüfusunun yoksul yüzde ellisini, yani toplamın yarısını. Ortalarındaki eşitlik işareti size matematiksel olarak yanlış gelebilir ama değil. Çünkü bu eşitlik 64 milyarderin servetleri ile dünyanın nüfusunun yoksul yarısının, 3,6 milyar insanın servetlerinin eşitliğini gösteriyor bize.
Bir yanda 64 insan…
Bir yanda 3,6 milyar insan…
Gelir dağılımı gerçeği, insan, avcı toplayıcıdan, tarıma ve hayvancılığa geçip ihtiyaç fazlası bir servet elde etmeye başladıktan sonra vücut buldu yeryüzünde. Entelektüel seviyesi geliştikçe, tarihin bir yerinde ‘gelir dağılımı’ kavramı da oluştu.
Gelir dağılımı, var olduğunda dengesizdi ve bu güne kadar bir türlü dengeyi tutturamadı; hep güçlünün yanında oldu, onu sevdi.
1960’lı yıllardan sonra iyice yüzsüzleşti, hele insan için çok iyi bir şey olduğuna inandırılan ‘küreselleşme’nin sınır tanımadığı 1990’lı yıllardan sonra gemi azıya aldı. Güçlü de yetmemeye başladı ona, en güçlüden daha da güçlüden yana olmaya başladı. Küreselleşmeyle girdiği tüm topraklarda servet üretmekten çok, oradakileri de en güçlüye, daha güçlüye teslim etti.
Her türlüğü kötülüğün;
• Yoksulluğun
• Açlığın
• Savaşların
• İhanetin
• Sevgisizliğin
• Şiddetin
• Düşmanlığın
• Acının
• Küresel Isınmanın
Kaynağını merak ediyorsanız, yukarıdaki eşitliğe bakmak yeterli gibi gelebilir. O zaman bu eşitliği oluşturan gerçeği ‘sömürüyü’ göremeyiz; onu kamufle eden birçok şeyle oyalanmayı sürdürür, eşitliğin sol tarafı azalmaya, sağ tarafı artmaya devam eder.
Ve kötülükler, çoğalarak, azgınlaşarak saltanatını sürdürmeye…
Dr. Nedim İnce
Mersin / 26. 01. 2016
Son yorumlar