preload preload preload preload

Bir Damla Su Olmak


12th Nisan 2011 Köşe Yazıları 0 Comments

Mersin’den CHP milletvekili aday adaylık sürecinin bir diliminde Ankara’da bulunmaktaydım. Bazı internet sitelerinde “9 Nisan’da Ankara’yı Su Basacak” duyuruları gözüme çarptı; yol da yürürken de bildiri dağıtan bir genç…
Ülkemizin dört bir yanından derelerin kardeşliği su olup akacakmış Ankara Kolej Meydanı’na; bildiri de öyle yazıyordu…
Ankara’yı basan suya katıldım “bir damla su olarak”; 9 Nisan’da Kolej Meydanı’nda haykırdık hep bir ağızdan: “Dereler özgür akacak!”
Türkiye’nin her bölgesinden onbinlerce doğasever, insansever bayraklarını, afişlerini, pankartlarını, flamalarını kapıp su olup aktılar meydana; büyük bir coşku ve sorumluluk içinde; “su hayattır satılamaz” dediler.
Bir başka pankart insanlığa çok anlamlı bir mesaj iletiyordu: “ Susarsan susuz kalırsın!”
Çığlıklar sadece insan için değildi. Gelenler, insanın doğanın bir parçası olduğunu biliyordu. Yapılan konuşmalara bu bilinç de yansıyordu: Çığlıklar; insan için, deredeki balık, komşusu ağaç ve dalındaki kuş, dibinde açan çiçek ve üstündeki kelebek ve de börtü böcek ve de tüm canlılar için atılıyordu.
Miting tüm canlıların hakkını savunma bilincine erişmiş; uyum içinde bir arada yaşama arzusu taşıyan, kendi dünyasını başka dünyalarla eş tutan insanlarla dolup taştı. Coşkulu ama dingin bir gücün vakarı ile doğanın sermayenin doymak bilmez iştahına teslim edilmeyeceği duyuruldu. İnsanlar karşılaşabilecekleri olumsuz durumlara karşı uyarıldı.
Mitingi bir çok basın kuruluşu izledi ve medyanın artık başat bir şekilde sermayenin çıkarın koruyup kolladığı bir kez daha ortaya çıktı: Televizyon ve gazeteler mitingi ya görmezden geldi ya da yasak savar tarzda çok az yer verdi.
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu’nun miting alanından dağıttığı bildiriye göz atalım:
• “Suyun ticarileşmesine karşı mücadele sağlıklı insanca bir yaşam mücadelesidir.
• Suyun ticarileşmesine karşı mücadele; su şirketlerinin Anadolu’daki gözlerden akan suları şişeleyip satmasına, yer altı sularının ticarileştirilmesine karşı bir mücadeledir.
Su şirketlerinin su varlıklarından ellerini çekmeleri için mücadele ediyoruz. Su
şirketlerine pazar oluşturmak için yürütülen yoğun propaganda eşliğinde gerekli kamu yatırımlarının, sağlık denetimlerinin yapılmaması ile emekçilerin evlerinde, iş yerlerinde, kamu kurumlarında ve sokakta, şişelenmiş suya mecbur bırakılmasına karşı mücadele ediyoruz. Evlerimizden temiz, erişilebilir ücretsiz suya erişim istiyoruz. Kent meydanlarına, mahallerine çeşme istiyoruz.”
Suya sahip çıkamaz, doğayı sermayenin kar hırsına terk edersek intikamını çok acı bir şekilde alacağına dair ipuçları, görmek isteyenlerin gözleri önündedir.
Miting, görmeyen gözlere göstermek, duymayan kulaklara işittirmek için önemli bir görevi yerine getirdi.
Tüm emeği geçenlere ve katılanlara selam olsun.

Dr. Nedim İnce
11. Nisan. 2011 / Ankara

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email