preload preload preload preload

Böbrek Nakli


25th Şubat 2016 Köşe Yazıları 0 Comments

Organ nakli; insanda görevini yerine getiremeyen organlar yerine dışarıdan yeni organ nakil etme ve organın görevini devam ettirme düşüncesine dayanır. İlk organ nakli 1900’lü yılların başlarında deneysel olarak gerçekleştirilmiştir. II. Dünya Savaşı’nda yaralanmaların çokluğu ve korkunçluğu doktorları yeni çözümler üretmeye zorlamıştır. Yaraların çabuk iyileşmesi için başlatılan ve bir doku nakli olan deri nakilleri başarılı sonuçlar vermesi, organ nakillerinin önünü açmıştır. İlk organ nakillerine böbrek için başlanmış bunu kalp, karaciğer, pankreas, akciğer ve son olarak yüz nakli izlemiştir.
Ülkemizde ilk böbrek nakli 1968 yılında yapılmış, devam eden nakillerde böbreklerin ret edilme oranı cesaret kırıcı olmuştur. 1976 yılında nakledilen böbreklerin reddini azaltan ilaçlar bulunduktan sonra böbrek nakilleri tekrar büyük bir cesaretle yapılmaya başlanmıştır.
Böbreklerin çok boyutlu fonksiyonları vardır. Böbrekler insan bedeninin yüzde 1-2 sini oluştururken, kan dolaşımının yüzde 25’ini alırlar, nedeni de üstlendikleri çok boyutlu görevlerdir. Bedende oluşan zararlı maddeleri süzüp beden dışına idrar yolu ile atmaları en çok bilinen fonksiyonudur. Kan basıncını düzenlemeleri, sıvı elektrolit dengesini ayarlamaları, kan yapımına katkıları, asit-baz dengesini sağlamaları, zararlı maddeleri süzmeleri kadar önemli fakat daha az bilinen görevleridir.
Böbrekler yaşamsal organlardır. Fonksiyonları durduğunda kişinin yaşamı birkaç gün içinde sona erer. Fonksiyonları aniden kaybolacağı gibi ki ‘Akut Böbrek Yetmezliği’ adı verilir, yavaş yavaş da kaybolabilir ve ‘Kronik Böbrek Yetmezliği’ adı verilir. Böbrek yetmezliğinde yapılacak ilk şey yaşamı tehdit eden bu duruma yönelik tedavi planlayıp yaşama geçirmektir.
Böbrek yetmezliğindeki tedavilerin içinde en etkilisi diyalizdir. Diyaliz; Periton Diyalizi ve Hemodiyaliz olarak iki şekilde yapılır. Her iki şekil diyalizde, bedendeki zararlı maddelerin bir zar tarafından temizlenmesi esasına dayanır. Periton diyalizinde, Periton adı verilen karın zarı bu işlevi görürken, hemodiyalizde makinedeki sentetik zarlar bu işlevi yerine getirir.
Gerek Periton Diyalizi, gerekse Hemodiyaliz böbrek fonksiyonlarının sadece bir kısmını karşılar: Zararlı maddelerin bedenden uzaklaştırılması… Diğer fonksiyonları yerine getiremediği için kansızlık gibi, sıkı bir diyet uygulamak gibi, istenildiği kadar sıvı alamama gibi sıkıntıların oluşmasını engelleyemez. Diğer yandan diyaliz sırasında Hepatit B, Hepatit C gibi ciddi hastalıklara yakalanma riski, haftanın 3 günü makineye bağlanma zorunluluğunu daha da sıkıntılı hale sokmaktadır. Son günlerde moda olan ve yaşamımızın hemen her alanına egemen olan parasal maliyet hesabını burada da yapacak olursak rakamların oldukça yüksek olduğunu görürüz.
Yaşamın devamını sağlayan ama kalitesini koruyamayan diyalize daha fizyolojik ve daha hesaplı(!) tedavi seçeneği böbrek naklidir. Kişiye uygun böbrek bulunduğunda son derece pratik hale gelmiş cerrahi teknik ile kasık bölgesine nakil yapılmakta, beden tarafından ret edilmesini önlemeye yönelik tedaviler ile kabul edilmesi ve çalışması sağlanmaktadır. Bu şekilde böbreğin tüm görevleri tekrar sağlanmakta ve diyalizin eksikliklerinden kaynaklanan sıkıntılar yok edilmektedir. Bunun yanında diyaliz merkezine bağımlılık ve yöntemlerin riskleri ortadan kalkmakta yaşam kalitesi artmaktadır. Kronik Böbrek Yetmezliği’ nde şimdiki bilgilerimizle en uygun çözüm böbrek nakli gibi gözükmektedir.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Sağlık Bakanlığı’nın ruhsatlı “organ nakli yapan” merkezler arasındadır. Bu kentimizi için büyük avantajdır. Bu sayede hastalar başka kentlerde dertlerine deva arama mecburiyetinden kurtulmaktadır.

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email