Yaz bizi terk etti, Sonbahar olanca güzelliği ile sahne aldı. Kış bir kenarda sırasının gelmesini bekliyor. Sırasını bekleyen bir şey daha var: Grip.
Kış aylarında salgınlar yapan, birçok insanı yataklara düşürüp acı çektiren, hatta ölüme yol açan virütik bir hastalık olan Grip’ten korunmak, bu neden önemlidir.
Grip hastalığını İnfluenza adı verilen bir virüs yapmaktadır. İnfluenza virüsünün A, B, C olmak üzere 3 tipi vardır. Her tipi hastalık yapma özelliğine sahip olmasına rağmen yaygın salgınları A tipi yapar.
İnfluenza virüsünün en önemli özelliği çok çabuk bulaşabilmesidir. Bu nedenle çok yaygın salgınlar yapmaktadır. Her sene Dünya nüfusunun %10–20 si Grip salgınlarında hastalanmakta, 3–5 milyon kişi ağır Grip hastalığı geçirmekte ve 250–500 bin kişi civarında insan da bu hastalıktan ölmektedir.
Grip hastalığı daha çok kış aylarında salgın yapar. Ülkemizde genellikle Aralık- Mart ayları arasında görülen salgın 3 ila 6 hafta boyunca etkisini gösterir. Virüs hasta insanlar tarafından hapşırık, öksürük, elle temas yollarıyla yayılır. Gripli kişi hasta olmadan 2 gün önce virüsü yaymaya başlar ve hastalığı ile birlikte 7 gün daha bunu sürdürür. Hapşırık, öksürük ile havaya yayılan virüsler solunum yoluyla, virüslü ellere temas ile ağızdan vücuda girerler. Virüsü alan insanda virüs ile bağışıklık sistemi arasında mücadele başlar. Virüs mücadeleyi kazandığında 1–5 gün içinde hastalığın meydana gelmesini sağlar.
38–39 dereceyi bulan yüksek ateş, baş ağrısı, tüm vücutta ağrılar, kuru öksürük, iştahsızlık ve şiddetli halsizlik Grip hastalığının en önemli bulgularıdır. Soğuk algınlığı hastalığında sık görülen burun tıkanıklığı, burunda akıntı, hapşırık, boğaz ağrısı Grip’te seyrek görülür. Direnci düşük insanlarda bronşit, zatürree, orta kulak iltihabı, beyin zarı iltihabı gibi sonu ölümle bitebilecek hastalıklara da yol açabilmektedir.
Grip, virütik bir hastalık olması nedeniyle doğrudan virüsleri öldürerek hastalığı iyileştirme olanağı yoktur. Hastalık başladıktan sonra 48 saat içinde verilen antiviaral ilaçlar ancak hastalığın seyrini hafifletmektedirler. Hastalıktan kesin korunmanın yolu virüs ile karşılaşmamaktır ki sosyal bir ortamda kış koşullarında bu pek mümkün görülmemektedir. Korunmanın diğer yolu ise Grip aşılarıdır.
Grip aşısı, hastalığı yapan virüslerin üretilip öldürülmelerinden sonra elde edilen grip virüs parçacıkları içerir. Bu virüs parçacıklarını içeren aşı kas içine enjekte edilerek vücuda verilir. Savunma sistemi bu parçacılara karşı antikor adı verilen savunma parçacıkları üretir. Salgın sırasında canlı virüsler vücuda girince kendilerini tanıyan antikorlarla karşılaşır. Grip virüsleri hastalık yapacak sayıya ulaşamadan antikorlar tarafından yok edilir. Kişi Grip hastalığından korunmuş olur.
Grip virüsleri her sene küçük küçük değişikliğe uğradığı için bir sene önce hastalık sırasında oluşan antikorlar hastalığı engellemekte tam başarılı olamamaktadır. 20–30 senede bir ise virüsteki değişiklik çok fazla olmakta ve dünya çapında yaygın hastalıkların oluşmasına yol açmaktadır.
Grip virüslerinin bu özelliği nedeniyle Grip aşısı her sene o sene hastalık yapabileceği düşünülen virüs tiplerinden yeniden üretilir ve bu nedenle her sene tekrar yapılması gerekir. Sağlam insanlarda koruyuculuğu %90’lara ulaşan Grip aşıları kronik hastalığı olanlarda, yaşlılarda hastalıktan koruyuculuğu %50’ lere inmektedir. Yine de yaşlılarda hastaneye yatışı %50–60, hastalıktan ölümü ise %80 azaltmaktadır.
Grip aşısı 6 aylık bebeklerden itibaren yumurta alerjisi olanlar dışında herkese güvenle uygulanabilmektedir. Aşı yapıldıktan sonra 10–14 gün içinde koruma başlamakta, 3 hafta içinde bu en üst düzeye çıkmaktadır. Aşı zamanı olarak Eylül, Ekim, Kasım ayları önerilmekteyse de salgın öncesi her zamanın aşı yapmaya uygun olduğu kabul edilmektedir. Yani Aralık, Ocak, Şubat aylarında da aşı yaptırılabilmektedir.
Grip aşısı hastalıktan korunmak istenen herkese önerilmektedir. Bunun yanında Grip aşısı risk gurubu oluşturan küçük çocuklara, 65 yaşını geçmiş yaşlılara zorunlu olarak yapılmaktadır. İkincil risk gurubu olarak kabul edilenlere de Grip aşısı önemle önerilmektedir.
İkincil risk grupları: Bakımevlerinde kalan ve sürekli hastalığı olanların hepsi, sürekli akciğer ve kalp hastalığı olanlar (astım ve böbrek hastaları dahil), Diyabet (şeker) hastaları, kalıtsal kan hastalıkları olanlar, bağışıklık sistemi ile ilgili hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar (kanser hastaları, HIV=AIDS enfeksiyonu olanlar, organ nakli yapılmış olanlar, steroid ilaç alanlar, kemoterapi ya da radyoterapi uygulananlar), sağlık çalışanları, risk grubu hastaların ev halkı, yakın temasta olduğu kişiler, 6 ay – 18 yaş arasında olup uzun süreli Aspirin alanlar (Reye Sendromu gelişme riskini azaltmak için), grip mevsiminde hamileliğinin dördüncü ve daha sonraki aylarında olanlardır.
Grip aşısı hastalıktan tam koruma sağladığı gibi tam koruma sağlayamadığı durumlarda hastalığın hafif geçmesine neden olmakta, daha ağır hastalıklara yol açmasını engellemektedir.
Dr. Nedim İnce
Palamutbükü/ 06. 10. 2015
Son yorumlar