preload preload preload preload

İki Kent İki Gözlem


23rd Eylül 2015 Köşe Yazıları 0 Comments

Çocuk- ebeveyn, çocuk-yetişkin ilişkileri bir toplumun yapısı hakkında fikir verebileceği gibi geleceğinin nasıl olacağına dair tahmin yürütmeye de olanak sağlayabilir.
Bu önermeyi takip ederek iki kentteki iki gözlem üzerine biraz düşünme çabasında olacağım.
İlk kent Amsterdam. Baba, anne ve yaşlarının dört ve altı olduğunu tahmin ettiğim çocukları, gözlemin kahramanları. Baba bir bisiklette; bisikletin özelliği, ana gövdeye eklenmiş minik bir bisikletle özel tandem haline getirilmiş olması, 4 yaşındaki çocuğu da babasıyla birlikte tandem bisiklette birlikte pedal çeviriyorlar. Anne, altı yaşındaki çocukları ile birlikte aynı özelliklere sahip diğer bisiklette beraber pedal çeviriyor. Dördünün de başlarında kaskları mevcut. Gülüş cümbüş yol alırken sohbet etmeyi ihmal etmiyorlar.
Anne baba bu davranışlarıyla diyorlar ki çocuklarına;
• Siz bizim ailemizin eşit bir üyesisiniz, çünkü aynı bisiklette birlikte yol alıyoruz.
• Siz bu ailenin bir parçasısınız, çünkü pedal çevirip aile adına sorumluluk alıyorsunuz.
• Siz bizler kadar yeteneklisiniz, çünkü bisikleti birlikte hareket ettiriyoruz.
• Güvenlik önemli, çünkü kasklarımız var. Bisiklet yolundan gidiyoruz ve trafik işaretlerine uyuyoruz.
• Temiz çevre ve spor, sağlığımız ve toplum için önemli, çünkü biz ve birçok kişi bisiklete biniyor.
Bu toplumda özgüveni yüksek, sorumluluk almaktan kaçınmayan, toplum kurallarına uyan, çevreye saygılı, spor alışkanlığı kazanmış, sağlıklı bireylerin ağırlıkta olacağını tahmin etmemiz zor olmasa gerek.
İkinci kent Altınoluk. Yazı konusu olmasını çağrıştıran rastlantı; anne, baba ve aynı yaşlardaki çocukları, gözlemin kahramanları. Anne vespa cinsi bir motosiklette, önünde altı yaşındaki çocuğu ayakta, gidona tutunmuş sokak aralarında gülüş cümbüş gidiyorlar. Hemen arkalarından, baba benzer bir motosiklette benzer pozisyondaki dört yaşındaki çocuğu ile birlikte yol alıyor. Çocuklar çok mutlu olduğunu yüzlerinden ve zaman zaman attıkları kahkahalardan anlıyorsunuz. Ne anne ne baba ne de çocuklarda kask var.
Anne baba bu davranışlarıyla diyorlar ki çocuklarına;
• Siz ailemizin korunacak bir üyesisiniz, çünkü motosiklette önlerinde kol ve bacakları ile korunmaya alınmış.
• Sizin ailemizde sorumluluk almanız gerekmiyor, hepsini biz yaparız, çünkü motosikleti anne baba kullanıyor.
• Güvenlik önemli değil, “bize bir şey olmaz”, çünkü kaskları yok, üstelik çocuklar anne ve babanın önünde ayakta gidona tutunmuş gidiyorlar.
• Hareket için bizim hareket etmemize gerek yok, motorlu araçlar ne güne duruyor.
Bu toplumda eşit bir birey olduğu hissettirilmediği için öz güveni az, sorumluluk verilmediği için bu yetisi yeterince gelişmemiş, korunmaya alışmış ve birilerinin kendisi için bir şeyler yapmasını bekleyen, güvenlik algısı yeterince olgunlaşması sonucu tehlikeli davranışları sık tekrarlayan, çevreyi umursamayan, sporu seyirden öte önemsemeyen, sağlığına aldırmayan bireylerin çoğunlukta olabileceğini tahmin etmek herhalde mümkündür.
Yorumları abarttığımı düşünenler olursa; bunu, dikkat çekmeye yönelik bir çaba olarak değerlendirmelerini dilerim.
Hepinizin Kurban Bayramınızı kutlar, “bize bir şey olmaz” algısından sıyrılmış olarak, gerek trafikte, gerekse kurban keserken, kesilen kurbanlardan başka kurbanların verilmemesini dilerim.
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 22. 09. 2015

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email