preload preload preload preload

Merhaba Altınoluk Merhaba Özel Ekin Tıp


6th Haziran 2016 Köşe Yazıları 0 Comments

“…Biz insanız çünkü gitmekteyiz, hiçbir nihai varışın mümkün ya da vaat edilmiş olmadığını bilebileceğimiz, bilmek zorunda olduğumuz bir gidişe/yola çıkışa ayarlıyız. Yaşamaya değer bir hayatı, ancak böyle bir atılım içinde, gidişin zorunluluğu içinde –zira başka türlüsü elimizden gelmez- ve bu risk alış içinde, gidişin bahsi içinde yaşayabiliriz. Bu aynı anda hem çok zor, hem çok tedirgin edici hem de çok heyecan vericidir…” diye bitirmiştim geçen haftaki yazıyı; Jean-Luc Nancy’nin “Gitmek/Yola Çıkış” adlı kitabından bir alıntıyla.
Altınoluk Özel Ekin Tıp Merkezi’nde işe başladığım ilk gün, benim için hem zor, hem tedirgin edici hem de heyecan vericiydi.
Zordu; otuz yıl yaşadığım bir kentten ayrılmıştım ve yeni bir kente alışma çabasının, eski alışkanlıklarının yerine yenilerine yer açma gayretinin ilk günüydü…
Tedirgin ediciydi; otuz yılda oluşmuş tanıdık, bildik çok şeyden mahrumdum; her şey yeni, çok şey yabancıydı…
Heyecan vericiydi; yeni insanlara, yeni mekanlara, yeni ilişkilere, kısaca yeni bir hayata imkan veriyordu…
Tüm bunlarla birlikte bu gün keyifli bir geleceğin muştucusu gibi duruyordu.
Altınoluk’un dünyaca ünlü havasını her soluduğumda kendimi daha iyi, daha zinde hissediyorum. Bu da bana mutluluk veriyor.
Özel Ekin Tıp kurucularının içtenliği, çalışanlarının sıcaklığı ile birleşince çok özel bir yerde çalıştığım hissini yaşıyorum.
İlk günden muayeneye gelen hastaların; “- önceden Üroloji Uzmanına ulaşmak için bir hayli yol gitmemiz gerekiyordu” dediklerinde, yaşamlarını kolaylaştırmış olmanın huzurunu duyuyorum.
Yeni çevrenin ve yıllar sonra kamudan ayrılıp özel sektörde çalışmanın neler getireceğini, benim bunlara neler katacağımı kısaca yaşamın nereye doğru akacağını zaman bize gösterecek…
Bu akışın içinde, ama elden geldiğince buna müdahil olarak nereye gideceğim?..
Ben de merak ediyorum…

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email