Vancouver’dan kaleme alıp gönderdiğim son yazıyı okurken sizler; ben dönüş yolunda olacağım. 9 Şubat’ta Mersin’den başlayan yolculuk, yaklaşık 4 aylık Vancouver yaşantısının kattığı deneyim zenginliği ile Mersin’desonlanacak.
İngilizce öğrenme çabasının başat olduğu bu süreçte duygularımı, gözlemlerimi, düşüncelerimi paylaşmaya çalıştım yazılarla. Bunu yaparken ben de daha yakından bakma fırsatını yakalamış oldum hayatın kendisine.
Yola çıkarken beklentilerin buradaki yaşantıyı etkilememesi amacıyla planlar yapmamaya gayret ettim. Ama önceki yazılardan birinde dediğim gibi “insan gittiği yere kendini de götürüyor” ve bu çok işe yaramadı. Daha başlangıçta İngilizce öğrenme çabası öne çıktı ve de ilk günlerin kabusu oldu. Sanırım bunda yabancı dil öğrenmenin sanıldığından daha zor ve zaman isteyen bir şey olduğunu görmem de etken oldu.
Kursta kurları birer birer geçerken nedense öğrenmedeki yetersizlik duygusu azalmadı. Önceleri bu durum benikaygılandırdı ta ki yerini bu sürecin kesintisiz ve itici gücün de yetersizlik duygusu olduğu düşüncesi alana kadar.
4 ay evim olan GreenBrier, kent merkezinde küçük bir süit otel. Bizdeki apartlar düzeninde. Ayrı bir yatak odası yanı sıra açık mutfaklı büyükçe bir salonu var. Ve en güzeli hem deniz manzaralı hem de Stanley Parka çok yakın. Buna bir de otelin müdürüÇınar’ın sevecenliği ve ilgisi eklenince buradaki mekanım dört dörtlüktü desem yeridir.
Yavaşlatılmış bir hayat temposu beklediğimden de daha dinlendiriciydi. Çok sevdiğim Stanley Park’ın orman içi patikalarındadileğimce zaman geçirmeme olanak sağladı. Egzersizin rahatlatıcı özelliğini doyasıya yaşamam mümkün oldu.
Üniversite öğrenciliğimde kazandığım ve bir süre sonra unuttuğum aşçılık becerilerini tekrar kazandım kendi yemeklerimi pişirerek. Bu bana hem sağlıklı ve ucuz beslenme yolu açtı hem de kendim için bir şey yapmış olmanın mutluluğunu yaşattı.
Yarışmacı ve yoğun zaman baskısı altındaki gündelik yaşamdan bir nebze uzak kalmam içsel yolculuğa çıkmayı kolaylaştırdı; “Ne yaptım? Ne yapıyorum?” Sorularına yanıt aramak için yeterli vaktim oldu. Otel yakınındaki Shenanigens birahanesinde bira eşliğinde geçirdiğim zamanlar da ayrı bir keyif olarak kayda geçti.
Yaşamım burada tanıdığım genç arkadaşlarımla daha da zenginleşti. Belki gurbette olmanın kolaylaştırıcı etkisi var ama hayat boyu sürecek yakınlıktaki arkadaşlığı kurmamı sağlayan Pınar’ın naifliği, Ece’ninharbiliği, Burçin’in doğallığı, Rami’nin içtenliği, Nevzat’ın sevimliliği, Cankat’ın sakinliği, Emre’nin sıcaklığı ve hepsininsamimi,içten, paylaşımcı, sıcak ve dürüst kişilikleri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tabii ki Rakı’nın başrolde olduğu gecelerin kaynaştırıcı etkisinden de söz etmeden geçmemem gerekir.
Kurstan tanıdığım bu genç arkadaşlarımın yanı sıra benim buraya gelmeme ön ayak olan ve 4 ay boyunca dostluğun nasıl olacağını sergileyerek dostlar kervanıma katılan Leventve burada tanımama rağmen,belki de doktor olmasından kaynaklanan ortak noktalarımızın çokluğundan, çabucak kaynaştığım Mehmet de ayrı bir kazanım oldu benim için.
Dinlenmiş, derin bir nefes almış ve sevdiklerimi, ülkemi çok özlemiş olarak bitiriyorum buradaki maceramı…
Kavuşma heyecanı içinde…
Dr. Nedim İnce
Vancouver / 27. 05. 2013
Son yorumlar