preload preload preload preload

Silifke 1.Edebiyat Festivali ve Havva


9th Ağustos 2017 Köşe Yazıları 0 Comments

Silifke Belediye Başkanı Sevgili Dostum Dr. Mustafa Turgut’un telefonu yaşayacağım güzelliklerin muştucusuydu adeta. Kentlerinde ilk defa bir edebiyat festivali düzenleyeceklerini bildirdiği telefonda kitap imza ve söyleşi için davet de vardı.
Sevgili Dr. Mustafa Turgut ile aynı hastanede uzun süre çalışmışlığımız vardı. Daha o zamandan çalışkanlığından, dürüstlüğünden ve üretkenliğinden haberim vardır. Belediye başkanlığı sürecinde de bu kişilik özelliklerinin belediye hizmetlerinin temel harcı olduğunu gözlemek mümkün.
Bir kenti kent yapan, ona bir ruh katan, sakinlerini bir birine kaynaştırıp aidiyet duygusunu oluşturan etkenler arasında kültür ve sanat ön sıralardadır. Silifke Belediyesi birçok kültür ve sanat etkinliğine edebiyatı da ekledi ve biz sanatçı ve yazarları altı gün boyunca Silifkelilerle, okuyucularla buluşturdu.
Kimler yoktu ki; Remzi Karabulut, Hüseyin Güney, Fikri Sağlar, Özgür Mumcu, Küçük İskender, Hüsnü Arkan, Aytuğ Atıcı, Seray Şahiner, Eren Edem, İhsan Eliaçık, Cezmi Ersöz, Tolga Sağ…
Kitap imzaları, söyleşi ve konserlerle edebiyat festivali, festival isminin hakkını verecek şekilde; Silifkelilerin, okuyucuların katılımlarıyla coşkulu bir şekilde hayata geçirildi.
Başta Belediye Başkanı Sevgili Dr. Mustafa Turgut olmak üzere emeği geçen herkesin içten misafirperverliği, organizasyonun saat gibi kusursuz işlemesi, görülmeye değerdi.
5 Ağustos Cumartesi günü “ ‘An’ların Toplamı Fazladır Hayattan” diye adlandırdığım söyleşimi büyük bir keyif alarak paylaştım kalabalık bir dinleyici kitlesiyle.
İki gün boyunca kitaplarımı imzalarken söyleşileri yüz yüze, bire bir yapma fırsatı da yakalamış oldum.
Yine bir imza günü sırasında başımı masadan kaldırdığımda bana doğru ürkek adımlarla yaklaşan 13-14 yaşlarında güzel bir kıza gözüm takıldı. Elinde kitap gelsem mi gelmesem mi ikilemi davranışlarına olduğu gibi yansımış ve tedirginliğini görünür hale getirmişti.
Yüzüme yayılan gülümseme, fıtratı gereği bulaşıcı olduğundan onun da yüzünde kendine yer buldu. Adımlarını daha bir emin halde atarak yaklaştı.
“- Adın ne?”
“-Havva”
“Sevgili Havva, kitaplar, hayaller, dostluk ve sevgi uzak olmasın hayatından. Sevgiyle” diyerek imzaladım kitabı.
Birkaç laf ettik. Biraz daha rahatlamıştı.
“- Beraber bir fotoğraf çektirebilir miyiz?” soruma yüzü daha da bir aydınlanarak evet dedi.
“- Fotoğrafı Facebook’da paylaşabilir miyim?” demem üzerine aydınlık, yanına kıpır kıpır bir sevinci de aldı.
Ve yanımdan ayrılıp sevdiklerinin yanına giderken mutluluk onu kanatlandırmıştı, adeta ayaklarını yerden kesmişti…
“Sadece Havva’ya bu sevinci ve mutluluğu yaşatmak ve bundan duyulan mutluluğu hissetmek için bile yapılır bu festival” diye geçirdim içimden ve bu etkinliğin bir parçası olmanın hazzını bir kez daha doya doya yaşadım.
Sen çok yaşa Havva emi!..
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 08. 08. 2017

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email