preload preload preload preload

Su Yasa Tasarısı


22nd Ocak 2013 Köşe Yazıları 0 Comments

İnsanoğlu binyıllardır bir birini yemekte, katletmektedir. Doğal ölüm hızına eklenen insan kaynaklı ölümler yine de üremenin hızına yetişemediğinden varlığını sayısını arttırarak sürdürmekte ve davranışlarına çeki düzen verme gereğini duymamaktadır.
Son birkaç asır bilim ve teknolojinin yarattığı olanaklarla doğa hoyratça tüketilmektedir. Bir birini katlederek yok edemeyen insanlık doğanın yok edilmesini de umursamamakta, kendi sonunu getirdiğinin ayırtına varamamaktadır.
Kazancını katlamanın önemli yollarından biri olarak doğal kaynakları uzun süre önce keşfeden sermaye bunun sonsuzluğu yanılsamasıyla her alana el atmaktadır.
Küresel ısınma arttıkça bunu azaltmanın yollarını aramak yerine bunun sonuçlarından nasıl daha fazla para kazanırımın derdinde olan sermaye son yıllarda gözünü gittikçe kıtlaşan su kaynaklarına göz dikmektedir: ki su hayattır bilindiği gibi…
Bunun ülkemize yansıması uzun sürmedi. Önce HES’ler için başlanan su kaynaklarının sermayenin emrine verilmesi, şu anda hazırlanmakta olan “su çerçeve yasa tasarısı” ile tüm alanları kapsayacak konuma getirilmektedir.
Yaklaşık 30 yasa ve yasa altı düzenleme ile yönetilmeye çalışılan ülke su politikasının daha derli toplu sürdürülmesinin ihtiyacına dayandırılan “su çerçeve yasa tasarısı”, bu yaşamsal maddenin ticarileştirilmesi fırsatı olarak değerlendirilmektedir.
Tasarıya göre su kaynaklarının tahsisinde bakanlık ilgili tarafların hiçbirine danışmadan tek yetkili kılınmakta ve üstelik süre 49 yıl gibi çok uzun bir zaman dilimini kapsamaktadır.
Tasarıyı Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İstanbul Şubesi’nden Mevhibe Gözdelioğlu’un, oda adına değerlendirmesine bir göz atalım:
• “Tasarıda yer alan “Mücbir sebepler ve beklenmeyen hallerde su kaynağının korunması için gerekli olan her türlü müdahale gecikmeksizin yetkili idare tarafından yapılır veya yaptırılır” ifadesi özel şirketlere su kaynaklarına gerekçeli müdahale hakkı tanıyor.
• “İhtiyaç olması ve potansiyelin de yeterli olması halinde havzalar arası su aktarımı yapılabilir” ifadesi havzalar arası su taşınımının ve suyun metalaştırılmasının yasal altyapısını hazırlıyor.
• “Su kaynaklarının ve doğal mineralli suların kullanım maksadına, çevre ve insan sağlığına uygun olarak yönetimi açısından deşarjlarda ve alıcı ortamda izleme ve denetim faaliyetleri, bakanlık tarafından yapılır veya yaptırılır” ifadesi de özel şirketlere denetim yetkisi veriyor.
• “Su kütlelerine, deşarj standartlarına uygun olarak arıtılmış atık su deşarj ederek kirlilik yükü ilave edenlerden kirlilik yükü oranında ilgili idarelerce ücret alınır. Kirletme ücretleri ile ilgili usul ve esaslar bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir’ ifadesiyle su kaynaklarının kirletilmesinin yasak olması yerine kirletme hakkının ücretlendirilmesi esas alınıyor.”
Onsuz yaşamın mümkün olamayacağı, yerine konamaz, ikame edilemez suyun hele de
kıtlaşması ile artan ticari değeri, tüm canlıların yaşam değeri ile çatışmaktadır. Çözümün paradan mı yaşamdan mı yana olacağını insanların örgütlü mücadelesinin sonucu belirleyecektir.

Dr. Nedim İnce
Mersin / 22. 01. 2013

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email