preload preload preload preload

Tanıyı Tahlil, Tedaviyi İlaç Yapmıyor


30th Haziran 2015 Köşe Yazıları 0 Comments

Güncelliğini yitirmeyen, aksine gün be gün önemi arttıran bu konuda seneler önce kaleme aldığım yazıyı tekrar paylaşınca ne demek istediğim daha da iyi anlaşılacaktır sanırım.
Dünyada ticari ciro olarak otomotiv sektöründen sonra gelen sektör ilaç ve tıbbi teknoloji sektörüdür. Sağlık hizmetlerinin önemli bir bölümünü kapsayan ilaç ve tıbbi teknoloji sektörü, içerdiği parasal potansiyel nedeni ve Kapitalist üretim ilişkilerinin de katkısıyla sağlık hizmetlerinin niteliğini belirleme gücüne ulaşmıştır.
İlaç ve tıbbi teknoloji sektörünün ticari gücü sağlık hizmetlerini ticarileşmeye zorlamış ve yükselen küresel neo liberal akım nedeniyle büyük ölçüde başarıya ulaşmıştır.
Sağlık hizmetlerinin gerek koruyucu, gerekse tedavi edici olsun vazgeçilemez unsuru hekimdir. Bu özellik hekime ilacın nasıl tüketileceğini, tıbbi teknolojinin nasıl kullanılacağını belirleme gücü vermiştir. Bu gücün farkında olan sektör ilaç ve tıbbi teknoloji kullanımı için moda deyimiyle hekimleri hedef kitlesi kabul edip ticari çalışmalarını buna göre yapmıştır ve yapmaktadır.
Büyüyen sektörün ihtiyaçları sadece hekim tarafından karşılanamaz olunca hizmet alan hastalar, yani ticari anlamda tüketiciler, yani müşteriler gündeme gelmiş ve onları devreye sokma yolları araştırılmaya başlanmıştır.
Sağlık hizmetlerine yaygın ve kolay ulaşmak gibi temel insan haklarının manevi gücünü, hasta hakları gibi kavramların olumlu anlamlarını kullanan sektör; sağlık hizmetlerine, yaşantının diğer alanlarında oluşmuş bazı tutumların yerleşmesini sağlamış, bu alana müşteri, müşteri memnuniyeti kavramlarını transfer etmiştir. Sonuçta hastaları da tüketimi etkiler hale getirmiştir.
Sağlık hizmetleri ticarileştirildiğinde ticaretin tartışılmaz gereği olarak kabul edilen arz ve talep, rekabet ve maksimum kar etme amacı devreye girmektedir.
Sağlık hizmeti özelliği gereği insan yaşamını doğrudan ilgilendirmektedir ve merkezde insan, dolaysız insan yaşamı vardır. Ticarileştiğinde bu özellik ister istemez zedelenmektedir. Merkeze arz ve yine sağlık hizmetlerinin özelliği gereği çok kolay oluşturulabilecek talep oturmakta, rekabet ve maksimum kar elde etme çabası yerini almaktadır.
Müşteriler, yani hastalar, yönlendirildikleri gibi hekimden sağlık hizmeti talep etmektedirler. Sağlık hizmetini üretenler yani hekimler müşteriyi memnun etme, patrona para kazandırma çabasıyla bu talepleri yerine getirme gayreti içine girmektedirler. Başka sağlık işletmeleri ile rekabet edebilmek için patronlar en yeni tıbbi teknolojiyi satın alıp kullandırma (sağlık emekçilerine) zorunluluğunda kalmaktadırlar. Tüm bunların hastalara (yani müşterilere) en kaliteli sağlık hizmeti verme adına yapıldığı da sık sık vurgulanmaktadır.
Bu sistemde artık tanıyı tahlillerin, ileri tıbbi teknoloji kullanan tetkiklerin koyduğu yanılsaması yaratılmıştır. Kan tahlilleri, ileri görüntüleme tetkikleri tanıyı koymaktadır. Nerdeyse “bir makinenin içine gir ve neyin var neyin yok öğren” sonucu hasıl olmuştur.Bu durumda hastanın tahlil, mucizevi tetkikler isteme hakkı doğmaktadır.Doğmaktadır da yine de hala bir eksik vardır.Tahlilleri değerlendiren, tetkiklerin ne anlama geldiğini tespit eden ki her tahlil ve tetkik her hasta için özeldir, genellemesi mümkün değildir, tanıyı koyan birine ihtiyaç vardır ve hala bu biri hekimdir.
Tüm tahliller, tüm ileri teknoloji görüntüleme teknikleri birer tanı aracıdır. Tanıyı araçlar koymaz, tanıyı bu araçları amacına uygun kullanan hekimler koyar.
Tanıyı tahliller, tetkikler koymaz!
Tanıyı hekim koyar!
Tedaviyi ilaçlar, ileri tıbbi teknoloji ile üretilen araçlar yaptığı yanılsaması da yaygındır. Bu yanılsama hastaya pardon müşteriye ilaç isteme, ileri tıbbi teknoloji isteme hakkı vermektedir. İyi bir hekim hastanın istediği ilaçları itiraz etmeden yazarak bu unvanı korumakta ve müşterisini memnun etmektedir. Patron ileri tıbbi teknolojileri hizmete sokup (ne yazık ki bunlar için hala sağlık emekçilerine gereksinim vardır) müşterisinin taleplerine cevap verip, rakipleri ile rekabet ederek karını arttırma gayretinde olmaktadır. Burada asıl kazanan ulus ötesi dev ilaç ve tıbbi teknoloji şirketleri olmakta, hastaları devreye sokarak daha fazla kar amaçlarına daha da kolay ulaşmaktadır.
Tedavinin temeli doğru, ayrıntılı tanıdır.
İlaçlar hekimin tedavi araçlarıdır.
Tıbbi girişimleri kolaylaştıran, iyileştiren ileri tıbbi teknolojiler tedavi araçlarıdır.
İlaç tedavi etmez, ileri tıbbi teknoloji araçları tedavi etmez.
Bu araçları doğru tanılarla doğru bir şekle kullanan hekim tedavi eder.
Hekim tedavi eder!
Dr. Nedim İnce
İstanbul / 28. 06. 2015

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email