Sosyal Medyadan gelen bir ileti dikkatimi çekti. Mevsim gereği öneminin arttığını düşündüm ve metni düzenleyerek paylaşayım istedim.
Bundan yaklaşık 40 sene önce, New York’un meşhur plajlarında cankurtaranlık yapan Frank Pia adlı bir genç, yüzerken boğulma olaylarındaki farklı bir gerçeği fark ediyor. Bunun üzerine bir öğrenciye 16 mm’lik kamerasıyla plajdaki boğulmak üzere olanların ve onların kurtarılmasını filme kaydettiriyor. Görüntüleri analiz ettiğinde fark ettiği; boğulanların sinemalardaki filmlerde gösterildiği gibi bağırıp, çağırıp çırpınarak yardım istemediği gerçeğini tespit ediyor.
Boğulanların neredeyse hiçbiri bağırmıyor ve yardım istemiyordu. Çok sessiz ve çok hızlı, çoğunlukla etraflarındakilere hiçbir şey söyleyemeden, sadece yüzeyde kalabilmek için en fazla 1 dakika mücadele ettikten sonra boğuluyorlar. Çocuk yaştakilerde ise bu nerdeyse sadece 20 saniye sürüyor.
Bunun üzerine ‘İçgüdüsel Boğulma Tepkisi’ kavramını geliştiriyor ve Vittone ile birlikte makale haline getirdikleri metin Amerikan Sahil Kurtarma ve Arama dairesinin yayın organı olan “On Scene” dergisinin 2006 sonbahar sayısında yayınlanıyor.
Makaledeki bazı önemli tespitler şöyle;
Birkaç istisna dışında boğulan kişi psikolojik olarak yardım isteyebilecek durumda değildir. Çünkü insan bedeninin önceliği nefes alıp vermektir, konuşmak değil. Nefes alıp verebilen konuşabilir, yardım isteyebilir.
Boğulan kişinin ağzı su yüzeyinde yardım istemesine yetecek kadar kalmaz. O kısa sürede de ancak bir parça nefes almaya çalışır.
Boğulan kişi elini ya da kolunu sallayarak yardım isteyemez. Doğal içgüdülerle boğulan kişi kollarını iki yana açarak suyun yüzeyine bastırmaya ve böylece bir parça yüzeyde kalıp nefes alabilmeye çalışır.
Etrafındakilere kol sallamak ancak şuurla yapılabilecek bir harekettir. Bu şuurda hareket edebilmesi, kendisine atılan kurtarma cisimlerini yakalayabilmesi ya da kurtarma görevlilerine doğru yüzebilmesi içinde için boğulmaktan kurtulması gerek. Boğulmaktayken bunları yapabilecek şuurda değildir ve vücut içgüdüsel boğulma tepkisi verir sadece.
İçgüdüsel Boğulma Tepkisi sürecinde boğulmakta olan kişi suyun içinde aşağı yukarı dikey hareket eder ve dik durur. Yardım görmekte olduğunu hissetmediği sürece de ayaklarını oynatamaz. Sadece suyun yüzeyinde kalmaya çaba sarf eder. En fazla 60 saniye süren bu mücadele sonunda kendini tamamen bırakır ve suyun içine batar. Çocuklarda bu süre 20 saniye civarındadır.
Boğulmakta olan kişi tek başınayken de iki kişi üç kişi beraber boğuluyorlarsa da aynı şekilde boğulmaktadırlar.
Boğulmakta olan birçok çocuğun başlarına ne gelmekte olduğunu bile anlayamadığını; boğulmaktan kurtarılan bir çocuğun, suyun altına girince uyuyacağını düşündüğünü söylemesinden anlayabiliyoruz. Bu nedenle de özellikle çocukları ile sahile giden anne babalara, çocuk boğulmalarının çok daha hızlı ve çok daha sessiz gerçekleştiği bilmesinde büyük yarar var.
Bu makalede anlatılanlar, boğulmaya tanık olmuşlarca ‘ne olduğunu anlamadık. Oradaydı bir de baktık kaybolmuş’ şeklinde ifade edilmektedir.
Şüphesiz ki yüzmek vazgeçmemiz gerekmiyor. Ancak boğulmanın sandığımız gibi bir görüntüye sahip olmadığını bilip, boğulmalara karşı farkındalığımızı arttırarak; kendimizin, çocuklarımızın ve etrafımızdakilerin yüzmelerini daha güvenli hale getirebiliriz.
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 10. 07. 2018
Son yorumlar