İki senede bir, Nisan, tabip odalarının seçimli genel kurul ayıdır. Bu Nisan da onlardan biri. Geçen hafta sonuyla birlikte tabip odalarının hemen hepsi genel kurullarını tamamladı ve odasına önderlik edecek yöneticilerini seçtiler.
Gerek basına yansıyanlara, gerek sosyal medya da paylaşılanlara, gerekse birebir temaslara bakıldığında tabip odaları genel kurullarının başka bir havada yaşandığı hissediliyor.
Neredeyse her odada birden fazla liste yönetim için yarıştı. Seçime katılan hekimlerin oranı önceki dönmelere göre daha fazla iken dikkati çeken bir şey daha oldu; evinde oturan yaşlı hekimler o gün seçim sandığındaydı.
Hekimler sessiz, sakin ama istekli ve kararlı bir şekilde sandıklara gittiler. Yarışan listelerden odalarına, mesleklerine birlikte sahip çıkacağı ve bu mücadelede doğru önderlik edebileceğini düşündükleri listelere oy verdiler.
Balıkesir Tabip Odası Genel Kurulunda ve seçimlerde benzer bir hava hakimdi. Genel kurulda listelere görüşlerini bir birine saygı göstererek dile getirdiler. Ortamı gerecek söylemlerden kaçındılar.
Seçim gününde iki listenin stantlar yan yana, seçime gelen hekimlere kendilerini anlatmaya, oy tercihlerini kendi lehlerine çevirmeye çalıştılar; bir demokrasi şöleni havasında…
Balıkesir’de olduğu gibi birçok tabip odasında yönetimi kazananların neredeyse tümünün ortak sloganı “Bakanlığın Bürosu Değil Hekimlerin Odası” idi.
Sadece bu slogan ve onu şiar edinen listelerin seçimleri kazanması hekimlerin odalarına sahip çıktıklarına dair yorum için yeterli sayılabilir ve bize katılım oranının yüksekliğini, yaşlı hekimlerin sandığa gitmesini açıklayabilir.
Uzun sayılmayacak bir zaman önce Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi başkan ve yönetim kurulu üyeleri, içeriği konusunda herkesin hemfikir olduğu, zamanlamasında ise mutabakat sağlanamadığı, yayınladıkları bir bildiri nedeniyle gözaltına alındılar. İlk sorgularından sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Aynı zamanda bu süreçte hekimlerin iktidardan bağımsız, anayasal örgütü olan TTB’ye yönelik siyasi iktidar ve yandaş medya tarafından yoğun bir baskı uygulandı. İş ‘Türk Tabipler Birliği’ ismindeki ‘Türk’ kelimesinin kaldırılması gerektiğine kadar götürüldü.
Ticarileşen sağlık hizmetlerinin getirdiği çalışma koşullarındaki deformasyon, hasta-hekim, hekim- hekim, hekim- yardımcı sağlık çalışanları arasındaki ilişkilerde yarattığı bozulma, sağlıkta füze hızıyla artan şiddet, özlük haklarındaki gerileme, emekli hekimlerin emsal devlet memurlarına göre komikleşmiş emekli maaşları nedeniyle bunalmış olan hekimler, yalnızlıklarını giderebilecek, dayanışmayı oluşturabilecek yerlerin tabip odaları olduğunu bir kez daha gördüler; örgütlerine yapılan bu baskılardan sonra…
Tabip Odaları Genel Kurullarında yerlerini alıp istek ve kararlılıkla seçime katılarak, bir demokrasi şöleni havasında odalarına birlikte sahip çıkacakları arkadaşlarını yönetime seçtiler.
Birbirlerine ve odalarına sahip çıktılar!..
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 17. 04. 2018
Son yorumlar