Kuleli Askeri Lisesi, ne yazık ki 15 Temmuz hain askeri darbe girişiminden sonra kapatıldı, çoğunlukla yoksul ailelerin erkek çocukları için bir umut kapısı oldu uzun yıllar boyunca.

“Oğlumuz Kuleli Askeri Lisesi’ni bir kazansın hele; devlet iyi bir eğitim verecek, ardından harp okunla gidecek ve subay olacak; saygın bir meslek sahibi olarak ekmeğini eline alacak; bizim gururumuz olacak”

Binlerce ailenin gururu oldu gerçekten, binlerce Kuleli Askeri Lisesi mezunu…

Çoğu lise sonrası harp okullarına gidip pilot ve kıta subayı oldu…

Bir kısmı üniversitelerde asker adına okuyup, mühendis, doktor subay olarak orduda görev aldı…

Bir kısmı da öğrenimini sivil yaşamda sürdürerek hayata atıldı…

Hepsinin ortak noktası, ortak geçmişi ise Kuleli Askeri Lisesi’nde geçirdikleri 3-4 sene oldu; çocuk yaşta girip, ergenliklerinin ızdırabını birlikte yaşayıp, paylaşarak azalttıkları ve olgun birer genç olarak mezun oldukları…

Kuleli Askeri Lisesi’nde 1971-74 yılları arasında, aynı kısımda okuyan, aynı koğuşlarda yatıp aynı yemek masalarında yemek yiyen, kamplarda aynı çadırlarda yatan, birlikte büyüyen ve bir birbirlerini büyüten 5. Kısım mezunları olarak bir aradaydık geçen hafta sonu.

Cunda’dan Yeşilyurt köyüne kadar Edremit Körfezi’nin tarifi mümkünsüz güzelliklerini hep birlikte yaşadık; tarifi mümkünsüz güzellikler yaşayarak…

1974 yılındaki mezuniyetten sonra hepimizin hayatlarının farklı akmasının, farklı mesleklerle yaşamı değiştirmeye çalışmamızın ve yaşamın bizi değiştirmesinin, kurduğumuz ailelerimizle toplumla farklı bir şekilde etkileşime geçmiş olmamızın…

1971- 74 yılındaki ortak yaşantımızda bir birimizi büyüterek, olgunlaştırarak üç yılda oluşturduğumuz kişiliğimizin, ortaklaştırdığımız değerlerimizin üzerine kurulduğunu gördük bu üç günlük ortak yaşantımızda…

Eş seçimlerimizin ve onlarla ilişkimizin, mesleklerimizi uygulayışımızın, çocuklarımızı yetiştirmemizin, umutlarımızın, beklentilerimizin, dünyayı yorumlayışımızın hemen her yanında bu ortak geçmişin sağlam izlerini gördük hep birlikte…

Dost sıcaklığı içinde geçen üç günde dostluğun kıymetini bir kez daha kavradık, bir kez daha içselleştirdik…

Geçmişin bugündeki gücünü hissettik; bugünün de gelecekteki gücünü; tüm hücrelerimizde…

Ve bugünü en iyi, dostlukla, sevgiyle yaşayabileceğimizi de!..

Dr. Nedim İnce

Altınoluk / 24. 04. 2018