Basından, “DSİ 25. Bölge Müdürlüğü yetkilileri Karakoç Barajı projesiyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: Ayvalık ilçesinde yazlık, ikincil konut ve sezonluk turizm faaliyetleri nedeniyle nüfus yoğunluğu mevcuttur. Turizm yönünden yazın yoğunluk olduğundan özellikle yaz aylarında su sıkıntısı yaşanmaktadır. Ayvalık ilçe merkezi ve mahallelerinin ihtiyacı olan 2.65 hm3/yıl içme suyu, Karakoç Barajı’ndan temin edilecektir. Karakoç Barajı, yörenin içme suyu ihtiyacını karşılaması açısından elzem bir projedir. Karakoç Barajı ile ilgili ÇED süreci devam etmektedir.”
Kış nüfusu 70.000 olan Ayvalık yaz aylarında yazlıkların dolması ve turizm hareketleri nedeniyle 350- 400.000’ ne ulaşmaktadır. Uzun süren bayram tatillerinde daha da hareketlenen turizm nedeniyle 600.000’ni aşmaktadır.
Geçici yazlık nüfus artışının birçok ihtiyacı da geçici olarak arttırmaktadır. Bunların başında ise su gelmekte ve Ayvalık yaz aylarında su sıkıntısı yaşamaktadır. Körfezde su temini için yapımı planlanan dokuz barajdan biri olan Karakoç Barajı Ayvalık’ın yaz aylarında artan su gereksinimi karşılanması gerekçesiyle inşa aşamasına gelinmiş.
Yazın artan su gereksinimini karşılama gerekçesiyle Altınova kırsalında inşa aşamasına gelen baraja ise bölge muhtarlar ciddi kaygılarla karşı çıkıyorlar ve bunu DSİ’ ye verdikleri dilekçede dile getiriyorlar.
“Projenin yapılması planlanan bölge, verimli bir ovadır. Bu ovada devlet destekli olarak zeytin yetiştiriciliği yapılmaktadır. Planlanan alanın yüzde 80’i zeytinlik ve dikmeler mevcuttur. Barajın yapılması demek, bölgede mevcut zeytinlerin bundan sonra mahsul vermesinin imkânsız hale gelmesi demektir. Barajın üreteceği nem, zeytin çiçeğini yakacak ve mahsule dönüşmeden zayi olması sonucunu yaratacaktır. Bölge halkı tarımsal faaliyet ile geçimini temin etmekte olup, başlıca gelir kaynağı zeytinciliktir. Ayrıca, projede öngörülen alan içinde köy merası olarak kullanılan alanlar da vardır. Meraların yok edilmesi, hayvancılığın da yok edilmesi anlamına gelir. Baraj yapılacak Karakoç Deresi bölgede yaşayan halkın tarımsal faaliyetlerinde kullandığı ve yetiştiricilik için elzem olan su kaynağı olup, anılan proje ile bu kaynağın kaybedilmesi halinde tarım bitecektir. Anılan proje güç koşullarda tarımsal faaliyet sürdüren ve girdi üreten bölge halkının yok edilmesi ile eş anlamlıdır. Muhtarlar ve bölge halkı olarak projeye karşı olarak iptali için her platformda girişim ve mücadele kararlılığındayız.”
Ayvalık Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği bünyesinde örgütlenen çevre gönüllüleri de barajın bölgeye zarar vereceğini düşünmekte ve körfezdeki çevre örgütleriyle dayanışarak projenin iptali için mücadele etmektedirler.
Ayvalık Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Havva Taylan, “Karakoç Deresi’nin çilesi yıllar öncesine dayanmaktadır. Önce oluşturduğu alüvyon alana binalar yapıldı. Dere buna çok kızdı ve yatağına sığmadı. Yanlış yapılaşmayı yapanlar dereye kızıp ‘Sel felaketi yaşandı’ diyerek dereyi ıslaha gittiler. Dere artık çevresindeki canlılara yeteri kadar su veremez oldu. Şimdi de bu kadar çile yetmezmiş gibi dereyi mahkûm edip önüne baraj koymak istiyorlar.”
Açıklamasına şöyle devam ediyor, “Barajın etkisi ile toprak yapısı değişecek, hastalık etmenleri artacaktır. Daha çok zirai ilaç kullanılacak, toprak ve su daha fazla zehirlenecektir. Ayrıca, baraj bölgenin iklim klimasını değiştireceği için övündüğümüz zeytinyağını elde edemeyeceğiz. Madra Barajı’nın olumsuz etkilerini zeytinlerimiz şu an yaşarken bir de Karakoç Barajı yapılırsa bu olumsuz etki çok daha fazla hissedilecektir. Yalnız zeytinlik alan değil, çevredeki ekolojik canlı dengesi bozulacaktır. Hangi akıl suyun yalnızca insana ait olduğunu düşünüp, derenin özgür akmasına engel olur? Biz Karakoç Deresi dostları, deremizin özgür akmasını istiyoruz.”
Bir yanda günlük, diğer yanda uzun erimli ihtiyaçlar…
Bir yanda çevrenin insan için her türlü kullanılabileceği anlayışı, diğer yanda insanın da çevrenin bir parçası olduğu ve onunla uyumlu bir şekilde yaşanması gerektiği düşüncesi…
Bir yanda insanın aç gözlülüğünü doyurmak için çevreyi talan etmesi diğer yanda bu yağmayı durdurmak için canla başla mücadele eden insanın çevreyle dostluğu…
Bir yanda aşırı tüketim hırsına kapılarak çevreyle birlikte kendini de hızla yok edişe götüren insan, diğer yanda çevreye sahip çıkarak bu yok oluşu durdurmaya çalışan insan…
Alın size Dünya’nın her yanında geçerli olan; nur topu gibi bir dilemma…
Çözemediğimizde…
Dünyanın tereddütsüz ve de bizsiz çözeceği…
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 27. 02. 2018
Son yorumlar