Bisiklet, İngilizce bicycle isminden gelmektedir. Bisiklet bugünkü haline gelene kadar, iki yüzyılı aşkın bir zamandır, çeşitli evrelerden geçmiştir.
Bisikletin tarihi 1700 sonlarında Fransa’da geliştirilen araçlarla dayanır. Bazı tarihçiler ilk bisiklet olarak, Conte de Sivac’ın 1791 yaptığı Celerifere’ini (ilkel bisiklet) kabul eder. Bunda tahta bir çubukla birleştirilen aynı büyüklükte iki tekerlek ve bu çubuk üzerinde oturma yeri vardı. Celifer ayaklardan güç alarak ilerletilirdi.
1839’da İskoçyalı Kirpatrick Macmillan pedallı bir bisiklet yaptı. Pedal ileri geri çalışarak, birleştirme çubuklarını harekete geçirip, arka tekerliği döndürüyordu.
İngiliz James Starley 1871 yılanda Peni-çeyrek peni adı verilen bisikleti tasarladı. Bu bisikletin, doğrudan pedal dirsekleriyle çevrilen büyük bir ön tekerleği ve küçük bir arka tekerleği vardı.
1874 yılına gelindiğinde ilk zincirli bisiklet yollara çıktı. Mucidi H.J. Lawson’du. Bunu 1888’de John Dunlop’un hava ile şişirilmiş lastiği buluşu izledi ve günümüz bisikletinin temel yapısı tamamlanmış oldu.
Bisiklete, fren, çamurluk, zincir koruyucu, dinamolu far, vites, korna vb… aksesuarlar zaman içinde eklendi.
Başlangıçta çok pahalı olan bisikletler seri üretimden sonra ucuzlayarak hemen herkesin edinebileceği bir fiyata geldi. Tabii ki yine çok pahalı özel üretilmiş bisikletler hala var.
Bisikletler artık kullanılacakları alanlara göre çeşit çeşit üretilmektedir. Uzun yol bisikleti, yarış bisikleti, dağ bisikleti, gösteri bisikleti, tandem vb…
Hobi ve spor amaçlı kullanıldığı gibi gündelik hayatta ulaşımda da rol alır. Motorlu taşıtların yaygınlaşmadığı 20. Yüzyılın başlarında ordularda bisikletli birliklerin yer aldığı görülmüştür.
Ulaşımda da rol alır demiştik bisiklet için. Bunun en yaygın olduğu yerlerden biri kuşkusuz Hollanda ve özellikle Amsterdam’dır. 750.000 nüfuslu kentte 1.500.000 bisiklet olduğunu, bisiklet yolsuz cadde olmadığını, trafik ışıklarında bisiklete dair ışıkların yer aldığını, kent merkezine açık ve çok katlı binlerce bisikleti alan park alanlarının yapıldığını söylersek dediğimizi kanıtlamış olur muyuz?
Evet, ama yetmez…
Amsterdam’da bisiklet, kentin temel ulaşım aracı işlevini görüyor. Takım elbiseli, makyajlı ve şık giyimli insanlar son derece basit ve ucuz bisikletlerle işlerine gidip geliyorlar. Aynı anda onlarca bisikletin hareket halinde olduğunu görürsünüz. Ne tarafa doğru bakarsanız bakın mutlaka seyir halinde birden fazla bisikletliye rastlarsınız. Bazılarında bebek ekleri ve içinde bebekleri görürsünüz. Bazılarında ise çocuklar için yapılmış eklerde 3-4 yaşından itibaren çocukların pedal çevirdiğine tanık olursunuz anne ve babalarıyla…
Şehir merkezinde trafiğin rahatlaması bir yana hava kirliliği azalmakta ve insanlar için bir yandan harika bir egzersiz görevi görüp sağlıklarına sağlık katarken bir yandan da ulaşım için harcayacağı parayı daha sevdiği alanlarda harcayabilmektedir.
Büyük kanalın iki yanına ücretsiz çalışan gemiler; bisikletliler için küçük birer feribot şeklinde tasarlanmış durumdadır ve her seferinde yüzlerce bisikletlinin inip bindiğine tanık oldum.
Ülkemizde birçok kentte bisiklet temel ulaşım aracı olabilir. Gerek merkezi hükümetin gerekse yerel yönetimlerin bunu ana amaç edinmeleri halinde gerekli alt yapının kısa zamanda gerçekleştirileceğine kuşkum yok. Bunu da yaygın bir bisiklet kullanımı alışkanlığının da izleyeceğini söylemek için kâhin olmaya gerek yok.
Acaba böyle yaparlar mı?
Halktan gelen güçlü, bir talep onları harekete geçirebilir mi?
Dr. Nedim İnce
Mersin / 14. 07. 2015
Son yorumlar