Yazının başlığını Birgün Gazetesi’nin haber başlığından aldım. ABD’li bilim insanı NASA çalışanı Hansen aşırı sıcak geçen yazlarının nedenin insanların yol açtığı iklimsel değişimler olduğunu belirtiyor.
NASA’nın uzay araştırmalarının yürütüldüğü Goddard Enstitüsü’nün direktörü Hansen, 1988 yılında bugün için öngörülen olumsuz senaryodaki verilerin bugün çoktan üstüne çıkıldığını söyleyerek; 24 sen önceki tahminlerde çok iyimser davrandıklarını itiraf ediyor. Son 60 yılın sıcaklık analizleri “sıcak yazların sıcaklığında şaşırtıcı bir artışa” rastladıklarını ifade eden Hansen, Avrupa’da 2003 yılında yaşanan kavurucu yazı, Rusya’yı 2010 yılında esir alan sıcak hava dalgasını ve günümüzde Oklahoma ve Texas’ta yaşanan feci kuraklığı örnek olarak gösteriyor.
“Havayı koklayan adam” Bünyamin Sürmeli ise Cumhuriyet Gazetesi’nce yapılan söyleşide, küresel ısınma üzerine sorulan soruya; “Felaket haberleri artacak. Zor zamanlar bekliyor dünyayı. Ama sona yaklaşmadık, ne yapabiliriz? Sorusunu sormak için hala zamanımız var. Dünyanın genel sirkülasyonlarındaki değişimler, çok sık rastlamadığımız hava olaylarına gidiyor.” Yanıtını vermektedir. Eylül’ü dolu dolu yaz gibi yaşayacağımızı, havada ciddi bir dengesiz olduğunu ve 2013 yazının da akıllara kazınacak bir sıcaklığa gebe olduğu tahminini yapmaktadır.
Aslında tüm bunlar küresel ısınmayı takip eden ve sonuçlarının neler olabileceğini bilimsel modellerle ortaya koyan bilim insanlarını şaşırtmamaktadır. Sermayenin tüketici birer kuklası haline gelen insanlar, dünyayı kendisi ve benzeri canlılar için yaşanır halden hızla çıkarmaktadır.
Sanayi üretimi, endüstriyel tarımsal üretim, insanların kırlardan şehirlere toplanması ve birer tüketim makinesi haline gelmeleri, otomobiller, gökyüzünde cirit atan jetler son yıllarda atmosfere birçok kirleticinin boca edilmesine yol açmaktadır. Bu kirleticilerin en yoğun olanlarından biri CO2 olup sera etkisi yaratarak dünyanın hızla ısınmasına yol açmakta: küresel ısınma sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
Küresel ısınmanın aşırı sıcaklığa, kuraklığa yol açacağı önceden tahmin edilmişti ve şu anda karşılaştıklarımız bunlardır. İş bununla kalmamakta televizyon ekranlarında artık sıklıkla seyrettiğimiz dengesiz aşırı yağışların ve yol açtığı sel baskınlarının da nededir küresel ısınma.
Bünyamin Gezer iyimser bir görüşle yapılabilecek şeylerin olduğunu söylerken bazı bilim insanları artık küresel ısınmanın otonomisini kazandığını ve geri çevirmek için geç kaldığımızı ileri sürmektedir.
Kesin olan ise Gezer’in dediğidir: “Zor zamanlar bekliyor dünyayı!”
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 07. 08. 2012