Okulların açılmasına çok kısa bir zaman kaldı. Bu yıl yepyeni bir sistem bekliyor öğrencileri, üstelik 66 aylık çocuklara da okul yolu gözüktü.
Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan bir gün “dindar nesiller yetiştirmek istiyoruz” dedi. Ardından muhtelif kaynaklara atfedilen 4+4+4 eğitim projesi ortaya çıktı. Ülkemizin geleceğini etkileyecek boyutta olan eğitim sistemi kamuoyunda, ilgili uzmanlık kurumlarında, basında, televizyonlarda tartışılmadan; bırakın tartışmayı öne sürülen somut sakıncaların hiçbiri dikkate bile alınmadan iktidar partisinin çoğunluğu tarafından meclisten geçirilen yasa bu sene uygulanacak.
İmam Hatip Mezunları Derneklerinin duyurularında ki proje kaynağı olarak gösterilenlerden biridir, “sıra bize geldi” sözü bunun son yılların moda deyimiyle “rövanşist” duygularla gündeme getirildiği düşüncesi güçlenmekte; neden tartışılmadan ve hiçbir eleştiri dikkate alınmadan alelacele yürürlüğe konduğunu anlaşılır kılmaktadır.
Bu sene başlayacak eğitim sisteminin amaçlandığı gibi “dindar nesiller” yetiştireceği dünya pratiğine baktığımızda çok da garanti olmadığı ileri sürülebilir.
Bilim insanları başka bir şeyin garanti olabileceğini bilimsel verilere dayanarak ileri sürmektedir: “..çocukların 72 aydan önce ilkokul 1. sınıfa başlamaları başta kaygı bozuklukları, okul başarısızlığı, kendine güvensiz olarak büyümeleri ve davranış sorunlarının gelişmesi(..)”…
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneği, TTB ve Eğitim Sen ile birlikte gerçekleştirdiği basın duyurusunda 66 aylık çocukların okula gönderilmesinin ruhsal ve bilişsel gelişmlerini nasıl etkileyeceğini açıklamaktadır.
• Çocuğun okul eğitimine katılabilmesi için gerekli sosyal, duygusal, bilişsel, dil ve motor becerilerinin gelişimi 6 yaştan(72-81 ay) önce tamamlanmaz o nedenle 5 yaş (60-71) çocuğu okula hazır değildir ve ruh sağlığını olumsuz etkileyecektir.
• 5 yaş çocuğunda ayrılık kaygısı 6 yaşa göre daha fazladır ve ruh sağlığında kalıcı izlere yol açabilir.
• Dürtü kontrolü yeterince gelişmediği için sınıfta sırasında bekleyemeyecek ve ilkokulda uyması gereken kurallara uymakta güçlükler yaşayacak ve okulun ilk günlerinden yaramaz çocuk damgasını yiyecektir.
• Başarısızlığı ise kolayca yaramazlığına bağlanacaktır oysa beş yaşından önce el-göz koordinasyonunun, ince motor becerilerin, işlemsel düşüncenin tam gelişmemiştir. Soyut düşüncenin yetersizliği ve dikkati sürdürmedeki güçlükler vardır. Ve bunlar öğrenmeyi zorlaştıran nedenlerdir.
• 5 yaşın 6 yaş ile aynı sınıfta yer alması 60-81 ay diliminin aynı sınıflarda okuması anlamına gelmektedir ki yukarıda saydığımız özellikleri gelişmiş çocuklarla gelişmemişleri bir arada eğitmeye çalışacağız demektir. 72-81 aylık çocuklar daha çabuk öğrenecek, dikkatleri daha uzun sürecek, kurallara uymada zorluk yaşamayacak, ayrılığa daha dirençli olacaklardır. 60-71 aylık çocuklar ise fiziksel ve ruhsal gelişmişlik düzeylerinden dolayı zor öğrenen, başarısız, tembel ve yaramaz ve de mız mız çocuklar olarak daha yaşamlarının başlarında hiç hak etmedikleri halde başarısızlık duygusunu yaşayacaklardır. Bu durum kendini başarısız görerek büyüyen ve dolayısıyla kendine güvensiz ve başarılı olabileceğine inancı kalmamış, okuldan soğuduğu için ilk fırsatta açık liseye geçen ve ya mesleki eğitime, çıraklığa yönlendirilen, yeterince de eğitim alamayan nesillerin yetişmesine yol açacaktır.
Ve sonuç olarak şu uyarı yapılmaktadır bilim insanları tarafından:
“Çocuklarımızı yeni dönemin başlamasıyla okullarda bir kaos ortamı beklemektedir. Endişemiz bu kaostan öğrencilerimizin onarılamayacak zararlar görmesidir. “Çocukların 72 aydan önce ilkokul 1. sınıfa başlamaları başta kaygı bozuklukları, okul başarısızlığı, kendine güvensiz olarak büyümeleri ve davranış sorunlarının gelişmesi açısından sakıncalıdır. Bu yaştaki çocukların okul öncesi eğitim almaları daha doğrudur.”
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 14.08.2012
Son yorumlar