21 Nisan 1995 de ilan edilen Ayvalık Adaları Tabiat Parkı; 17.950 hektarlık alanıyla Türkiye’nin en büyük Tabiat Parkıdır. Mevcut yirmi iki adanın yirmisinden oluşur ve aynı zamanda önemli bir kısmı I. Derece Doğal Sit alanıdır.
2017 Ocak ayı içinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ayvalık Belediyesi’ne, gizli kaydıyla gönderdiği “Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Rapor” adlı yazının içeriği; görüşülmek üzere Belediye Meclis Toplantı gündemine alındığında, tüm kamuoyu tarafından öğrendi.
Bu rapor, bakanlığın iki sene önce bir özel şirkete yaptırdığı SİT alanlarını yeniden araştırma sonuçlarını içeriyordu. Bakanlığın talebi üzerine yapılan ve kısa bir zaman içinde bitirildiği sözü edilen araştırmaya dayanan rapor, Ayvalık Adalar Tabiat Parkının bazı alanlarında yapılaşmanın önünü açmayı öngörmektedir. Bunu da büyük bir kısmı I. Derece Doğal Sit Alanı olan Tabiat Parkında bazı bölgeleri II. Derece Sit Alanı, bazı bölgeleri de III. Derece Sit Alanı olmasını önererek yapmaktadır.
Başta Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer olmak üzeri Belediye Meclisi, Ayvalık Kent Konseyi, Ayvalık Adaları Tabiat Platformu ve Ayvalık kamuoyunun büyük tepkisini çeken bu raporun yaşama geçmemesi için geniş tabanlı bir mücadele başlatan Ayvalılıklar, bunu ülkenin gündemine oturtmayı da başardılar.
Yukarı adı geçen kavramları tanımlarsak, yapılmak istenenin ne olduğunu ve ne için savaşım verildiğini daha iyi anlayabiliriz.
“Doğal (Tabii) Sit Alanı: Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır.”
Pleistosen’deki tektonik hareketler sonucu çöken Ege çanağındaki tepelerin su üzerinde kalmasıyla oluşmuş jeomorfolojik birimler olan Ayvalık Adaları, oluşumlarında büyük rol oynayan eski dağ uzantıları sayesinde denizaltı topografyasını etkileyerek denizaltında ender doğal peyzaj güzelliklerin oluşmasına yol açmıştır. İçerisinde farklı mini ekosistemler barındıran ve çeşitli endemik türler olmak üzere çok sayıda bitki ve balık türüne ev sahipliği yapan, bozulmamış doğası ve tarihi yapılarıyla bu bölge Doğal Sit Alanı olma özelliklerini eksiksiz bir şekilde taşımaktadır.
Tartışma neden sit alanı dereceleri üzerinde yükseliyor?
Tanımlara devam edelim ve yanıtı görelim.
I. Derece Doğal (Tabii) Sit: Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlardır.
Yani yapılaşma kesinlikle izin yok.
II. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yanında kamu yararı göz önüne alınarak kullanıma açılabilecek alanlardır.
Yani çok sınırlı ve ancak kamu yararı gözetilerek yapılaşmaya izin var.
III. Derece Doğal (Tabii) Sit: Doğal yapının korunması ve geliştirilmesi yolunda, yörenin potansiyeli ve kullanım özelliği de göz önünde tutularak konut kullanımına da açılabilecek alanlardır.
Ve konut yapımına izin çıkıyor ve tabii ki tartışma ve itirazda…
Tabiat Parkı: Bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçalarını ifade eder.
Bu tanım da bu alanların, halkın kullanımına belirli kurallar çerçevesinde açılabildiğini göstermektedir.
Sorun, koruma altında olan, yapılaşmaya kapalı, belirli kurallar çerçevesinde halkın kullanımına açık Ayvalık Adalar Tabiat Parkının, önerilen raporla yapılaşmaya açılması; çok uzun zaman geçmeden de, beş milyon yıllık bir süreçte gelişen bu eşsiz doğa parçasının geri dönüşümsüz bir şekilde bozulma ve tahrip edilme tehlikesidir.
İsyan bunadır…
Devam edelim…
2013 yılında, “Türkiye’nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Sisteminin Güçlendirilmesi” projesi kapsamında “Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Denizel Biyolojik Çeşitlilik Çalışması” yapılmıştır.
Bu çalışma, Küresel Çevre Fonu (GEF) mali desteğiyle, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü (TVKGM) tarafından; Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye Temsilciliği (UNDP Türkiye), T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ortaklığında; devlet adına akademisyenler vasıtasıyla yaşama geçirilmiştir. Araştırma sonuçları, Mehmet Baki Yokeş, Volkan Demir tarafından raporlaştırılıp basılması sağlanmıştır.
(Yokeş, M.B., Demir, V., 2013. Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Denizel Biyolojik Çeşitlilik Çalışması Raporu)
Rapordan bazı kesitler:
“(..)Bern ve Barselona Sözleşmeleri ile IUCN kriterlerine göre koruma altında olması gereken 16 türün Tabiat Parkı sınırları dahilinde yaşadığı tespit edilmiştir. Bu durum Tabiat Parkı’nın tamamının koruma altındaki türler için önemli habitatlar oluşturduğunun bir göstergesidir. Dolayısıyla koruma altındaki türlerin popülasyonlarının genişletilebilmesine olanak sağlamak amacıyla tüm alan genelinde önlemlerin alınması gerekmektedir ve Tabiat Parkı dahilinde yaşayan popülasyonlarının iyileştirilebilmesi için her türlü avcılığa kapalı alanların oluşturulması şarttır(..).”
“(..)Yelpaze mercanlar bu gibi türler için verilebilecek en iyi örneklerdendir. Eunicella cavolini, Eunicella singularis ve Paramuricea clavata türleri Kuzey Ege Denizi’nde 15m’nin altında çok kalabalık popülasyonlar oluşturabilir ve bulundukları yerlerde oluşturdukları habitat bağlı ekosistemler oluştururlar. Tabiat Parkı sınırları dahilindeki istasyonlarda söz konusu türlere rastlanılmıştır. Ancak en kalabalık popülasyonlar Tabiat Parkı’nın sınırları dışında kalan 20m’nin altındaki derinliklerde bulunan topuklar üzerinde bulunmaktadır. Ayvalık’ın en önemli dalış noktalarını oluşturan bu alanların diğer kıyılarımızda eşi benzeri bulunmamaktadır. Bu nedenle mutlaka koruma altına alınmalıdır. Öncelikle yapılması gereken Tabiat Parkı’nın sınırlarını bu noktaları da kapsayacak şekilde genişletmektir(..).”
Rapor şu önerilerle son bulmaktadır:
“Projeden elde edilen sonuçlar birlikte değerlendirildiğinde aşağıda sıralanan işlerin vakit kaybetmeden hayata geçirilmesi önerilmektedir.
• Tabiat Parkı’nın sınırlarının koordinat verilerek yeniden düzenlenmesi ve mevcut sınırları dışında kalan mercan yataklarının Tabiat Parkı’na dahil edilmesi.
• Tabiat Parkı sınırları dahilinde daha kapsamlı ve uzun süreli biyolojik çeşitlilik çalışmalarının ve oşinografik analizlerin yapılması.
• Tabiat Parkı’nda doğal denizel yapıyı korumayı hedefleyen bir yönetim planı oluşturularak insan faaliyetlerinin bu plana göre düzenlenmesi.
• Tabiat Parkı’nın biyolojik çeşitliliğinin ve yöre kıyı balıkçılığının durumunun gözlenebilmesi için “İzleme Projesi” oluşturulması.
• Tur tekneleri tarafından sıkça kullanılan koylara şamandıra sisteminin getirilmesi.”
Devletin, 2013 yılında, akademisyenlere denizden yaptırdığı bilimsel çalışmanın raporu da; 2015 yılında sadece karadan ve özel şirkete yaptırılan çalışma raporuna neden karşı çıkmamız gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
İnsanı, yanı sıra tüm canlıları ve onların habitatı cansızları seven; örgütlü, örgütsüz, yediden yetmişe; Ayvalık’ın, bölgenin ve ülkenin tüm doğaseverleri bu yıkıma izin vermeyecektir.
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 13. 02. 2017
Son yorumlar