Bu hafta Mersin’de yaşayan birçok insanı ilgilendiren bir konu üzerine yazacağım. Olay Mersin ile ilgili olmakla birlikte ülkemizi nasıl yönettiğimize dair de ipuçları içeriyor.
Birinci çevre yolu olarak da bilinen Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Mersin’i doğudan batıya doğru kat eder ve kenti ülkenin diğer yörelerine bağlayan şehirlerarası devlet yollarına eklemlenir. Bu özelliği onu kentin en önemli bulvarlarından biri yapar.
Taşıdığı trafik yükü nedeniyle en çok yıpranan ana arterlerdendir. Yakın bir geçmişte gerek çok kullanılmanın yarattığı çukurlar gerekse doğal gaz tesisatı döşemek için yapılan kazılar bu yolda araba sürmeyi işkence haline getirmişti.
Doğalgaz kazıları bittikten sonra, Mersin Büyükşehir Belediyesi, bulvarı kısım kısım trafiğe kapatarak kaplamalarını söktü, dolguyu yeniden yapıp üzerini asfaltladı. Bu süreçte yaşanan sıkıntılar, yenilenen kaplamanın getirdiği rahat trafik nedeniyle unutuldu, gitti.
Bir sabah kalktığımızda bulvarın kenarının iş makinaları tarafından, yeni dökülen asfaltın kırılarak kazıldığını gördük.
Daha yeni döşenmiş ve birçok paraya mal olmuş asfalt yine birçok para harcanarak kırılıp kazılıyordu. Tabelalardan bu işlemin karayolları tarafından bulvar kenarına yağmur suyu drenaj kanalları için yapıldığını öğrendik.
Bulvar kenarındaki kazı işlemleri trafiğin yine aksamasına yol açmaya başladı. Asfalt çalışmaları sırasında yaşanan sıkıntılarının aynısı tekrarlanır oldu. Yine yol kapatmalar kendini gösterdi…
Asfaltlama ve yağmur drenaj kanalları yolun bütünü oluşturan unsurlar içinde yer alır. İkisinin aynı zamanda yapılmasının; maliyeti azaltacağı gibi kaliteyi arttıracağı ve insanların bu sıkıntılı süreçten daha çabuk kurtulacağı gün gibi açıkken ne yazık ki gerçekleştirilememiştir.
Diğer yandan yağmur drenaj kanalları bulvarı baştan sona takip etmekte ve dolayısıyla ona açılan cadde ve sokakları da kesmektedir. Kanalların üzerini örtecek beton bloklar başka yerde üretilip kanal üzerine seri şekilde döşenerek zamanı kısaltma yerine kalıplarla kanal üzerine dökülüp kuruması için uzun süre beklenmekte ve bulvarın yan bağlantıları bir süre kapatılmaktadır. Bu da trafiği daha da sıkıntılı hale getirmektedir. Bununla kalınsa zamanı önemsemeyen insanlar olarak bir süre sonra unutur gideriz, ancak beton bloklar niyeyse asfalttan yüksek dökülmekte ve keskin kenarları her bulvara giriş ve çıkışta arabaların lastiklerini hırpalamakta, unutmayı engellemektedir. Bu işten lastik üreticileri iyi para kazanacak gibi durmakta ve gereksiz bir kaynak israf kapısı daha açılmaktadır.
Ve yetkili bir politikacı tarafından edilmiş “bize plan değil pilav lazım” sözü devlet yönetim anlayışını ne yazık ki çok iyi yansıtmaktadır. Plansız, günü kurtarmaya yönelik davranışlar, ülkemize ciddi kaynak maliyeti yüklemekte ve hiçbir zaman tekrar yerine konamayacak önemli zaman kayıplarına yol açmaktadır.
Ne zaman iyi ve bol pilav için çok iyi bir planlama gerektiğini anlar, bunu gerek kendi gerek kurumsal gerekse devlet yönetim anlayışına taşıyabilirsek yukarıda sözünü ettiğim sıkıntıları daha az yaşayabiliriz düşüncesindeyim.
Dr. Nedim İnce
Mersin / 02. 07. 2012