Diyalektik düşünmenin oturduğu temel “zıtların birliği”dir. Wikipedi’ye göz attığımızda şu tanımla karşılaşırız:“Diyalektik kavramı, başlangıçta tartışma sanatı ya da çelişkili yollardan muhataplarını ikna etme sanatı anlamına gelmektedir. Karşıtlıkları kullanarak gerçekleştirilen akıl yürütme biçimidir, diyalektik ve Sokratik yöntem, tartışma ve düşünme sanatı olarak diyalektiğin Antik Çağ’daki en yetkin halidir. Değişimin ve hareketin sürekliliği düşüncesi bu aşamada diyalektik olarak ifade edilmiştir. Bir fikirden ya da ilkeden içerdiği olumlu ve olumsuz bütün düşünceleri çıkarma yöntemine diyalektik denilmekteydi.”
Canlı, doğum ve ölüm zıtlığının birlikteliğini temsil eden önemli örneklerden biridir. Bu birliktelikte, insanı diğer canlılardan farklı kılan, bunun ayırdında olmasıdır. Doğumu bilir; kendinin diğer insanlardan, canlılardan, doğadan ayrı olduğunu ve hayatının ölümle sonuçlanacağını da…
Doğumundan sonra, bu zıtlığın farkına vardığı bilinç düzeyine ulaştığı andan itibaren, ölümüne kadar bununla yaşar.
Bu zıtlığı kendi bedeninde aşamasa da kendi bedeni vasıtasıyla aşar: doğumlarla kendi benzerlerini hayata hediye ederek ve kendi ömründen sonraya kalacak eserler yaratarak.
Düğün ve cenaze zıtlığı tam da doğum ve ölümü zıtlığını simgeler. İnsanlar düğün ve cenaze üzerinden doğum-ölüm zıtlığının yarattığı gerilimi boşaltmaya, bunu katlanır hale getirmeye çalışır.
Şiirler yazar, duygularını en yoğun bir şekilde aktararak. Şiir kitaplarında, antolojilerinde, dergilerinde, internet sitelerinde seçkin örneklerine rastlayabilirsiniz.
Filmler çeker bu konu üzerine sayısı bir hayli fazla; hatta bazıları bu adları taşır. Bir Norveç yapımı olan Unni Straume’nin çektiği “Düğünler ve Cenazeler” ve İngiliz yapımı olan Mike Newell’in çektiği “Dört Nikah Bir Cenaze” filmleri örnek olarak zikredilebilir.
Müzik de kendini bundan muaf tutamaz. Üzerine bestelenmiş her türden ve her kültürden binlerce müzik parçası ile karşılaşmak mümkündür.
Sezen Aksu bir adım daha atarak çıkardığı albümlerden birine “Düğün ve Cenaze” adını vermiştir.
Sevgili dostum Ahmet Leventyürü’yü telefonla arayıp hal hatır sorduğumda; “bir yandan ablamın eşinin cenazesi ile uğraşıyorum, bir yandan da kızımın düğün hazırlıklarıyla” yanıtını aldım.
Eniştesini toprağa verirken bir yandan, sevgili kızı Ayça’nın düğün hazırlıkları için uğraş veriyordu diğer yandan…
Ve hayat devam ediyor öte yandan…
Dr. Nedim İnce
Mersin / 01.09. 2015
Son yorumlar