preload preload preload preload

Ekim Ayında 53 İşçi Hayatını Kaybetti


12th Aralık 2011 Köşe Yazıları 0 Comments

Yazının başlığı Sol Haber İnternet Sitesi’nin bir haberinden alınmıştır. Haber; ” İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi ekim ayı raporunu yayımladı. Rapor, ekimde “iş kazalarında” en az 53 işçinin hayatını kaybettiğini, 142 işçinin de yaralandığını, ayrıca silikozis hastalığından yaşamını yitiren Ali Rıza Eldemir’le birlikte bu hastalıktan ölen işçi sayısının 48’e çıktığını aktarıyor.” şeklinde başlıyor ve ayrıntılarla devam ediyor.
28 Ekim’de tartışmaya açılan “İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Taslağı” nedeniyle yazılan haberden sonra ki tarihlerde, 25 Kasım’da, yasa taslağı bakanlar kurulunda bakanların imzasına açılmış.
Türkiye’nin iş kazalarında Avrupa’da birinci, ölümlü iş kazalarında dünyada üçüncü olması, yasa taslağının önemi daha da artırmaktadır.
İş sağlığı ve güvenliği 7 yıldır yönetmeliklerle düzenlenmeye çalışılmış, bu yönetmeliklerin Danıştay tarafından iptali ve Avrupa Birliği’nin ısrarlı takibi üzerine yasa taslağı hazırlanmıştır.
Başlangıçta ihracata yönelik büyüme şiarı ile yola çıkılmış ekonomik kalkınma modelinde rekabet gücünü arttırmanın en kolay yolu çalışan maliyetlerini azaltma olarak görülmüştür. Cari açığın 65 milyar dolarlara tırmanması, bu modelin pek de işlemediğini teyit etse de çalışanlara yansıması; bir yandan ücretler düşük tutulması gayreti ve esnek çalıştırılma çabası şeklinde görülürken, diğer yandan da güvenlik önlemlerinin ek maliyetlerinin azaltması olarak vuku bulmuştur: Türkiye iş kazalarında Avrupa’da 1. ve ölümlü iş kazalarında dünyada 3. sırada…
Gün ortalamasına 176 iş kazası düşen ve bu kazalarda 3 kişinin öldüğü, meslek hastalıkları sağlıklı tanımlanamayıp teşhisleri yeterince yapılmadığı ve istatistiklerinin gerçeğe uygun tutulamadığı ülkemizde, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminde olan “İş Sağlığı ve Güvenliği Taslağı’nın” görüşülmesinin yakından izlenmesi zorunlu olmaktadır.
Başta işçi ve memur sendikaları olmak üzere çalışanın sağlığını ve güvenliğini önemseyen tüm kişi ve kuruluşların, ülkenin yoğun gündemi nedeniyle yasalaşma sürecini takip etmekten uzak kalmamaları gerekmektedir ki, arzu edilmeyen sonuçlarla karşılaşma olasılığı azaltılabilsin.
İstanbul Tabip Odası’nın yasa taslağı ile ilgili uzun ve ayrıntılı değerlendirmesinin sonuç bölümünü bu konudaki tartışmalara katkı amacıyla paylaşıyorum.
“Tasarı Taslağı, tüm çalışanların iş güvenliğinin sağlanması ve sağlığının korunup geliştirilmesi için uygulamayı biçimlendiren bir yasa metni olma niteliğine sahip değildir.
İşçi sağlığının korunup geliştirilebilmesi için işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı, işyeri hemşiresi ve işyeri sağlık ve güvenlik biriminde görevlendirilecek diğer personelin hak yetki ve sorumluluğunun özellikle işverenden bağımsızlıklarını sağlayacak; bu suretle etkin görev yapmalarının önünü açacak olan iş güvencesi sistemlerinden hiçbirinin Tasarıda yer bulmamış olması önemli bir sorundur.
Bütün bunlardan başka, İSG Tasarısı ile ilgili 5 yıl süren hazırlık çalışmalarında; işveren temsilcilerinin görüşleri her aşamada dikkate alınırken, uluslararası sözleşmelere rağmen, sendikaların ve ilgili meslek örgütlerinin politikaların belirlenmesi, uygulanması ve denetimi anlamında etkin katılımına olanak sağlanmamıştır.
Söz konusu Yasa Tasarısı Taslağına ilişkin görüşlerimiz ve önerilerimiz de dikkate alınarak yeni bir düzenleme yapmak, işçilerin sağlık ve güvenliklerini sağlayacak önlemlerin yaşama geçirilebilmesi bakımından bir zorunluluk olarak durmaktadır.”
Umarım, kanun tasarısı çalışanların daha sağlıklı bir ortamda çalışmalarına, iş güvenliklerinin titizlikle sağlanmasına katkı sunacak şekilde yasalaşır; iş kazası ve iş kazalarından ölüm sıralamalarında, Avrupa ve dünyadaki üzüntü verici derecelerden bir an önce kurtuluruz.
Dr. Nedim İnce / Mersin / 12. 12. 2011

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email