Son yıllarda çok can yandı ülkemizde. Patlayan bombalarla parçalanan yüzlerce insan, çatışmalarda harabeye dönen kentlerde, yüzlerce teröristi etkisiz hale getirirken verilen yüzlerce şehit ve canlarından olan yüzlerce insan ve de ardında kalan on binlerce acılı yurttaş…
Suriye’deki iç savaşın neredeyse aktif bir tarafı olarak politika sürdürülmesinin yarattığı gerek ekonomik, gerek sosyal, gerek kültürel gerekse demografik sorunlar ülkedeki sıkıntıları daha da arttırdı…
İktidardaki partinin tabanını konsolide edebilmek, arkasında tutabilmek için yıllardır başvurduğu gerginliği artırıcı davranışlar toplumu keman yayına çevirdi.
Torba kanunlarla yasaların bütünlüğü zedelenirken, buna bürokraside yuvalanan çetenin, hükümetin de belki bilmeden de olsa kolaylaştırıcı davranışlarıyla adalete olan güveni sarsıcı hatta yok edici edimlerinin eklenmesi, insanların hak, adalet duygusunu azaltarak belirsizliği koyulaştırdı. Bu gerginliği daha da artırdı.
Kamuda görev almada liyakatın yeterince gözetilmemesi, kamu görevi yapan kurumların da adil davranılmadığını düşündürecek işlemlerde bulunması devlete olan güveni örseledi.
Mevcut hükümetin medya üzerindeki yoğun denetimi, insanların doğru haber alma, makul yorum okuma ve dinleme olanaklarını kısıtladı. Görülenden, duyulandan kuşku duyulur oldu, adeta sosyal körlük yaşanmaya başlandı. Sosyal medyanın aşırı kontrolü insanların kendini ifade etmesini kısıtladı. Alın size belirsizliği daha da arttıran ve gerginliği besleyen bir şeyler daha…
Bunlar yetmezmiş gibi ordu içine de çöreklenen çete üyeleri kanlı bir askeri darbe girişiminde bulundu. Ordudaki yurtsever askerler canı pahasına bu girişimi başarısız kılarken, her partiden milletvekilinin Türkiye Büyük Millet Meclisini terk etmemesi ve canı pahasına sokağa çıkan halk da bu başarısızlığı daim kıldı. Ciddi bir iç savaş olasılığını da gündeme getiren bu girişim yüzlerce cana mal olması yanı sıra ülkeyi de alt üst etti.
Hükümet, OHAL ilan ederek hızlı bir tasfiyeye ve ülkenin her kurumunda yeniden yapılanmaya girişti. Darbe girişimine hep birlikte karşı çıkmış meclisin devre dışı bırakılıyor görüntüsünün son günlerde eksik da olsa bazı girişimlerle giderilmeye başlanması, normalleşmeyi kolaylaştırır oldu.
Sayın Cumhurbaşkanının, bir eksikle mecliste gurubu olan Sayın Parti Genel Başkanlarını sarayında toplaması, birlik beraberlik mesajlarının verilmesi, gerginliği eksik de olsa azaltmaya başladı.
7 Ağustos’ta İstanbul’da yapılan büyük demokrasi mitingine Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı yanı sıra yine bir eksikle de olsa mecliste gurubu olan partilerin Sayın Genel Başkanlarının katılması, orada ve televizyon başlarında bulunan milyonlara düşüncelerini aktarması, birlik beraberlik mesajları iletmesi son günlerde olan güzel şeylerdir.
Demokratik ilkelerden ödün vermeyen, laik, katılımcı, kucaklayıcı, kapsayıcı bir sosyal hukuk yönetim anlayışının ne kadar önemli olduğunun, bundan ayrılınca neler olabileceğinin, son günlerde büyük bedeller ödeyerek, anlaşıldığını gösteriyor; son günlere yaşadığımız iyi şeyler.
Umarım yanılmıyorumdur…
Dr. Nedim İnce
Altınoluk / 09. 08. 2016