24 Haziran’da yapılacak seçim, Cumhuriyet’in kurulduğundan bu yana yapılan seçimler içinde en önemlilerinden biridir dersek abartmış olmayız.
Bunun için birçok neden sayılabilirse de biz önemli olduğu düşünülebilecek birkaçını sıralayalım.
Birincisi şimdiye kadar kör topal sürdürülen parlamenter sisteminin ‘Türk Tipi’ başkanlık sistemine resmen geçişi, bir süredir fiilen yaşıyoruz ve ne olduğunu görüyoruz, sağlayacak seçim olması.
İkincisi 16 yıldır ülkenin kesintisiz yönetimini sürdüren mevcut iktidarın, mecliste sorunsuz bir çoğunluğa sahip olmasına rağmen, yönetim değişikliğine gitmesine, ‘Türk Tipi’ başkanlığa fiilen geçilmesinin sonuçlarını gören halkın, resmi geçişe karşı nasıl bir tutum sergileyeceğinin görülecek olması ki bu ülkede bundan sonra olacakları da büyük ölçüde belirleyecektir.
Üçüncüsü 16 yıllık iktidarın uyguladığı ekonomi politika sonucunda ülkenin girdiği derin ekonomik krizin sorumluluğunu uyduruk bahanelerle üzerinden atmaya çalışmasına seçmenlerin ne kadar inandığını gösterecek bu da ekonomik krizin nasıl çözüleceğine dair bir işaret olacaktır.
Bunların yanı sıra eğitimde girilen açmazın, dış politikadaki Cumhuriyet Tarihinde görülmemiş yalnızlaşmanın, ülkenin gerek ekonomik, gerek demografik, gerek sosyokültürel, kaldırmada zorlandığı mülteci sorununu gidermek üzere kime sorumluluk verileceği oylanacak bu seçimde; sorunları yaratan iktidara mı? Sorunların oluştuğu dönemde uyarıları iktidarca dinlenmeyen muhalefete mi?
Genellemenin sakıncalarını göze alarak şöyle de söylenebilir: Seçmen krizleri yaratan ya da en hafif deyimle krizleri engelleyemeyen mevcut iktidarı seçip, krizin çözümünde belirsizliği bir bakıma daha da derinleşme riskini mi tercih edecek; ya da muhalefeti seçerek krizden çıkış çabalarına sabırla destek verip düze çıkmanın hesabını mı yapacak?
Adalete olan güvenin, özgürlükler konusunda yaşanan olumsuzlukların ve daha önemlisi duyulan kaygıların, ilan edildiği tarihte haklılığı olsa da artık gerekçesinden uzaklaştığında büyük uzlaşı olan OHAL’in ne olacağı da oylanacak bu seçimde.
Bir yandan yeni yönetim sisteminde ağırlığı çok azalan Türkiye Büyük Millet Meclis’ine vekiller seçilecek, diğer yandan da neredeyse ülkeyi tek başına yönetebilecek yetkilerle donatılmış cumhurbaşkanı…
Siyasi parti genel merkezleri tarafından oluşturulan millet vekili aday listelerinin her seçimde olduğu gibi bu seçimde de yarattığı kırgınlığın; 24 Haziran seçiminde, meclisten daha önemli olan cumhurbaşkanı da seçtiğimizi bilerek, enerji düşüşüne, motivasyon eksikliğine fırsat tanımadan; kimi niçin seçeceğimizi düşüneceğimiz, düşüncelerimizi iletişim kurabildiğimiz herkesle paylaşacağımız, düşüncelerimizi hep birlikte coşku ve istekle eyleme dönüştüreceğimiz zamanlardayız; 24 Haziran’a ve o gün oylarımızı sandığa atıp, sonuçlarının bir tersliğe uğramasına fırsat vermeden doğru bir şekilde resmileşmesine kadar…
Bu seçimin şimdiye kadar yapılan seçimlerden çok farklı bir seçim olduğunu sonuna kadar aklımızdan çıkarmayarak…
Dr. Nedim İnce
Altınoluk
Son yorumlar