preload preload preload preload

Sevgili Öğretmenim


25th Kasım 2014 Köşe Yazıları 0 Comments

Eğitim denince, hemen her insanın, yaşadıklarından edindiği algı sonucunda farklı tanımları yapması olasıdır. Bunun, konunun doğasından ileri geldiğini söyleyebiliriz. Nitekim literatürdeki çok farklı eğitim tanımları bunu bize göstermektedir.
Örneğin davranışçı psikolojiye göre eğitim, “kişide öğrenme yaşantıları yoluyla istendik davranış değişikleri oluşturma sürecidir.”
Eğitim, doğumdan başlar ve kişinin yaşamı boyunca, ölene kadar devam eder. Bu süreçte bir tarafta eğiten, diğer tarafta eğitilen vardır. Ancak eğiten ve eğitilen arasında dinamik bir ilişki olduğundan; zaman zaman kimin kimi eğittiği karışır…
Yazıyı bulan Sümerler sonrası eğitim için uzmanlaşmış eğitimciler ve bu süreç için planlanmış bir düzen gerekince; öğretmen ve de okul, insanın hayatına girmiş, toplumun önemli bir unsuru olmuştur.
Günümüzde, okul öncesi eğitimiyle okul ve öğretmenle tanışan insan, ülkemizde sekiz yıllık zorunlu öğretime adımını da atmış olmaktadır. Sonrasında devam edenler, lisan, lisansüstü, doktoraya kadar öğrenimini öğretmenlerinin rehberliğinde sürdürmektedir.
Beş- yedi yaşlarında tanıştığımız öğretmenlerimiz, hayatımıza dokunmakta, onda çeşitli izler bırakmaktadır; çoğunluğunu minnetle taşıdığımız. Kim yoktur ki öğrencilik anılarından söz ederken öğretmenleri hakkında gülümseyerek bir şeyler anlatmasın?
Okullar bitince öğretim bitmekte, ama eğitim devam etmektedir. Günümüzün karmaşıklaşan ekonomik ve sosyal yapısı; hayat boyu süren eğitimin hemen her alanında, kurumlara, uzman eğitimcilere, yani öğretmenlere ihtiyaç duydurmaktadır.
Ülkemizde okul sonrası/ dışı eğitimi yapan önemli kurumlardan biri Halk Eğitim Merkezleri; işte bu gereksinimi karşılama çabasındadır.
Hayatımızı zenginleştiren, daha doyumlu yaşamamıza olanak tanıyan birçok alanda kurslar açan Halk Eğitim Merkezleri, topluma hatırı sayılır bir katkı sunmaktadır binlerce öğretmeniyle.
Yenişehir Halk Eğitim Merkezi’nde katıldığım İngilizce kursunda o binlerden biri olan Kemal Kamil Dalbun öğretmenim, yukarıda yazdıklarımı somutlaştırmaktadır. Başlangıç düzeyinden aldığı öğrencilerini, bıkmadan, yılmadan ve onları bıktırmadan, yıldırmadan ileri düzeye taşımakta, özel konuşma sınıflarına kadar gelme direnci gösterenlere de İngilizceyi gündelik hayatlarına sokmaktadır.
Sevgili Kamil Kemal Dalbun öğretmenim, kendini sürekli yenileyerek, öğretim yöntemlerini yakından takip edip, derslerinde uygulayarak, ülkemizde “bela” olan İngilizce öğrenmeyi eğlenceli hala getirmeyi başarmaktadır.
Kamil Kemal Dalbun öğretmenimin ve nezdinde tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyor, şükranlarımı sunuyorum.

Dr. Nedim İnce
Mersin / 25. 11. 2014

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email