preload preload preload preload

Tıbbi Etik


17th Temmuz 2016 Köşe Yazıları 0 Comments

Felsefede, etik denince,davranışlar bağlamında iyinin ve insanın ideal davranışlarının ne olduğu konusu anlaşılırken; toplumsal yaşamda bu insanların birbirleriyle ilişkilerinde neleri yapıp ve neleri yapmamalarıyla ilgili kurallar anlamına gelmektedir.
Meslekte etik yani mesleki etik ise her ikisinin sentezinden oluşur. Belli meslekte etkinlik gösteren kişilerin, mesleğini icra ederkenuymaları gereken kuralların belirlendiği ve kendi mesleğine özgü uygulamalarda olması gereken davranışlarından söz edildiği alandır mesleki etik.
Tıbbi Etik üzerine kalem oynatılan bu yazı, büyük ölçüde yararlanarak oluşturuldu.
Tıp etiğinin kurucusu Yunanlı hekim Hipokrat olarak kabul edilmektedir. Ve yaşadığı M.Ö. 5. yüzyıldan bu yana, tıp etiği, tıbbın bir parçasıdır. Tıp etiği o zamandan bu yana değişikliklere uğrasa da “Hipokrat Andı” ile günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Hekimlerin hastalarının yararını kendi çıkarlarının üzerinde tutacaklarına ilişkin topluma söz verdikleri bir meslek olarak tıp kavramı, Hipokrat’a dayanır bu da etik ve meslek yapısı arasında yakın bir ilişki kurulmasına yol açar.
Günümüzde tıp etiği yüksek oranda dört temel ilke tarafından şekillendirilmiştir:
• Yarar sağlamak
• Özerk olma ve başkalarının özerkliğine saygı göstermek
• Zarar vermemek
• Adil olmak
Dünya Hekimler Birliğinin Tıp Etiği El Kitabı’nın Dr. Murat Civaner tarafından yapılan Türkçe çevirisinde etik tanımı ve etik ile ahlak arasındaki ilişki şu şekilde ifadeedilmektedir:
“Etik tam olarak nedir ve bu tür sorularla uğraşan hekimlere nasıl yardımcı olur? Basitçe etik, ahlak konusunda, geçmiş, şu an ve geleceğe ilişkin karar ve eylemlerin dikkatli ve sistematik bir biçimde düşünülmesi ve çözümlenmesi ile uğraşır. Ahlak insanların karar ve eylemlerinin değersel boyutudur. Ahlakın dili ‘haklar’, ‘sorumluluklar’ ve ‘erdemler’ gibi isimler ve ‘iyi’ ve ‘kötü’, ‘doğru’ ve ‘yanlış’, ‘adil’ ve ‘adil olmayan’ gibi sıfatlar içerir. Bu tanımlamalara göre etik birincil olarak bilmekle ilgiliyken, ahlak yapmakla ilgilidir. Aradaki ilişki, etiğin, insanların belli bir yönde karar vermesi veya eylemesi için akla yatkın bir ölçüt sağlamaya çalışmasıyla kurulur”
Yani etik insan davranışlarını irdeleyen düşünsel soyut bir etkinlik, ahlak ise insan davranışlarını belirleyen toplumsal somut bir düzenektir…
Yani etik ahlak üzerine söz söyleme etkinliğidir…
Kısaca etik insan davranışının ilkeleri, ahlak ise bu ilkelerin tikel bir durumda uygulanması ile ilgilidir.
Tıbbi etik öğrenilmesi gereken bir bilgidir. Temel kavramlarda sorun yok iken ilişkilerin karmaşıklığı nedeniyle tek tek olgularda etik açısından ciddi sıkıntılar yaşanabilir. Örneğin kişilere saygı, aydınlatılmış onam, mesleki gizlilik gibi etik ilkeler hasta-hekim ilişkisinin temelini oluşturduğu konusunda tam bir mutabakat varken; hekimler, hastalar, hasta yakınları ve diğer sağlık çalışanları belli bir durumda doğru davranışın ne olduğu konusunda anlaşamadıklarında bu ilkelerin yaşama geçirilmesinde zaman zaman sorunlar yaşanabilmektedir. Bu nedenle etik öğrenimi, hekimi güç durumları tanıma ve sorunlara akla yatkın ve de ilkeli bir biçimde yaklaşabilme becerileri ile donatır. Tıbbi etiğin diğer bir önemi de hekimlerin toplumla ve meslektaşları ile etkileşimi konusunda olumlu rol üstlenmesinden gelmektedir.
Yukarıda sözü edilen el kitabında hukuk ve tıp etiği arasındaki ilişki şöyle ortaya konmuştur:
“Tıp etiği hukukla yakın ilişkilidir. Ancak etik ve hukuk aynı değildir. Etik sıklıkla yasalardan daha yüksek tutum standartları belirler ve ender de olsa hekimlerin, ahlaki olmayan eylemlerde bulunmalarını isteyen yasal düzenlemelereuymamalarını gerektirir. Ayrıca yasalar ülkeden ülkeye önemli biçimde farklılık gösterebilirken, etik tüm ülkeler için geçerli değerlere kaynaklık edebilir.”
Bilimde ve teknolojide yaşanan son gelişmeler Dünya’yı küçük bir köy haline getirmiştir. Kültürler, ahlaki değerler çok hızla birbiriyle etkileşim içine girmekte, ne yazık ki “küreselleşme” olgusu ile ki bu sermayenin küreselleşmesidir, paranın yarattığı değerler hemen tüm dünyaya egemen olmakta ve her köşede hükmünü sürdürmektedir.
Sağlık hizmetleri de bundan payını almakta ve hızla piyasanın, paranın kurallarına açık hale getirilmekte ve hakim kılınmaktadır. Hipokrat’tan bu yana binlerce senedir gelişerek bu güne gelen tıbbi etik, ticarileşen sağlığın getirdiği yeni parasal değerler ve onun dayattığı kurallarla çatışmakta; gerek hasta gerekse sağlık çalışanı için arzu edilmeyen sonuçlara yol açabilmektedir.
Bu nedenle günümüzde tıp etiğinin daha yaygın öğretilmesi, uygulanmasında daha yaygın çaba gösterilmesi, sağlık hizmetlerinin selameti açısından bir zorunluluk gibi durmaktadır.
Dr. Nedim İnce
Altınoluk

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email