preload preload preload preload

Uzaklardan ve Salınım!..


24th Mayıs 2016 Köşe Yazıları 0 Comments

Geçen cumartesi günü bir kitap tanıtımı programı nedeni ile büyük bir salonu doldurmuştuk. Bir sevgili dostun yeni yapıtlarının heyecanı içerisinde iken, atmosfer birden değişti. Günlük yaşamın ve ülkemizin siyasi kargaşasının bezginliği yetmezmiş gibi salonun havasına adına ‘veda’ denen bir kavramın ağırlığı çökmüştü.
Anladık tabii, Değerli dostlarımız Hülya ve Nedim İnce, yaşamın yeni bir boyutunu denemek kararlarını bizlerle paylaşmak istemişlerdi. Üstelik bu kararları kendi talepleri ile gerçekleşiyor ve suyunu içerek büyüdükleri kendi ata kentlerine doğru bir hicretin esenleşmesini bizlerle paylaşıyorlardı.
Veda kavramı insanoğlunu ister istemez hüzün dalgası ile kavrar. Geçen güzel günlerin ve birlikteliğin muhasebesine sürükler. Bendeniz memuriyet yaşamım boyunca bu esenleşme eylemlerini defalarca yaşamıştım. İnce Ailesi’nin bu kararı verirken tedirgin ve kederli olabildiklerini anlamakta zorluk da çekmemiştim. Gitmek, yola çıkanlar için yeni bir başlangıç heyecanı taşımakla birlikte, geride kalanlar için acabalarla dolu bir karamsarlık barındırır.
Bu duygularla ve salonun ağırlaşan havasından kurtulmak üzere elimde kitaplarla henüz program sona ermeden ortamdan ayrılmak kararı vermiş ve öyle de yapmıştım.
Bu duyguların ağırlığını ve baskısını azaltmak amacı ile de bir önce ki yazım ile Hülya ve Nedim’e esenlik dileklerimi AK-ŞAKA stili mizahi bir anlatımla olguyu hafifletmeye ve yoğun duygularımı inceltmeye çalışmıştım.
Bu günler içerisinde de son iki kitabını okuyabilmek fırsatı bulmuş ve sıranın kitaplar hakkında konuşmaya geldiğine karar vermiştim. İşte buradayım, dinginleşmiş duygularımla!
‘Uzaklardan’, bir seyahatname olarak algılanacak kitabı Dr. Nedim İnce’nin. Ağırlıklı olarak yabancı dil konusunda hissettiği eksikliği gidermek için dünyanın öte ucuna, Kanada’ya ve Vancouver’e uzanışının kısa öyküsü.
Yolculuk temalı eserler genellikle yolculuk rehberi gibidir. Nasıl gidilir, nerede kalınır ve neler yenir ve içilir temalı yazılardır genellikle. Ama Nedim İnce, kolay anlaşılır ve basit anlatım becerisini kullanarak, bu yolculuğun ruhsal alt yapısını, hatta tedirginlikten öteye başlangıçtaki endişelerini içtenlikle paylaşıyor bizlerle.
Havaalanı denen koşuşturma alanlarında biletini aldığı uçağı kaçırmanın dayanılmaz endişesi bile var sayfalar arasında. Üstelik yalnız başına, sınırlı bir bütçe ve henüz yeteri kadar olgunlaşmamış yabancı dil sıkıntısını alt alta eklerseniz, bu yolculuğun bir keyif olmaktan öteye nasıl sıkıntıları beraberinde taşıdığını anlayabiliyorsunuz. Nedim, bu duygularını saklamadan ve ağlamadan yazabilmek inceliğini bizlerle paylaşıyor.
Bu duyguları bir şeklide yaşamış olanlar, okurken kendi anılarından birer demet bulacaklardır.
Kitabın diğer bölümleri bir seyahat şirketinin himayesinde gerçekleşen yolculukları anlatıyor. Ki, daha önce bu anılarını bir şeklide bizlerle paylaşmıştı. Şimdi tekmili birden havası ile bir solukta okuyor; Portekiz’i, Leningrad kentini ve Ren Nehri üzerindeki tekne gezisini bir tür bilgilenerek ve gidecek meraklıları için yol gösterici olarak değerlendirebiliyorsunuz.
Kanımca bu yönü ile de değerli bir kaynak olmuştur Uzaklardan.
Salınım adlı ikinci kitap ise, deneme dediğimiz yazım yönteminin bir ürünüdür. Gazete yazılarını derleyerek ve olasılıkla bazı son düzeltmeleri yaparak hazırlanmış bir kitaptır.
Adı üzerinde zaten, deneme birbirinden bağımsız konuları kalemi ile irdelemek sanatıdır. Bazen kaynaklardan alıntı yaparak ama çoklukla kendi fikir ve yorumlarınızı katarak yazarsınız deneme denen yazıları.
Salınım içindeki makalelerin bir kısmını evvelce okuduğum ve bir kısmını da maalesef unuttuğum için, derli toplu olarak bir cilt içinde bulabilmek beni keyiflendirdi.
Eğer Uzaklardan ve Salınım adlı kitapları almadınız ise bir şekilde alarak raflarınıza koyunuz. Tabii daha önce okuyarak belleğinize yerleştiriniz ki, yazarının becerisini ve sizlerle paylaşabilmek için gösterdiği iradeyi anlayabilesiniz.
Dr. Nedim İnce, daha önce bizlere sunduğu üç kitabına ek olarak bizleri son iki kitabı ile baş başa bırakırken, kanımca ‘Portreler’ adını verdiği birkaç yıl önce ki diğer kitabı ile de Mersin Kent Belleği için bir armağan bırakmış olarak ayrılacaktır.
Ne diyelim, Hülya ve Nedim’e gönüllerince yeni düzen dileyelim ve tekrar görüşebilmek umutlarımızı karartmadan onları ata topraklarına uğurlayalım!..
AK-ŞAKA olarak; Sevgili Dostum, Meslektaşım, bedenime birkaç kez dokunmuş özel Doktorumu ben de merhum Orhan Veli’nin dizeleri ile uğurluyorum;
“Hey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin var mı, aldırma;
Görmüyor musun her yerde hürriyet,
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol.
Git gidebildiğin yere!”
Dr. ERDAL AKALIN

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email