preload preload preload preload

Ali Çavuş


18th Aralık 2013 Köşe Yazıları 0 Comments

Malatya Hekimhan’ın sevilen, güvenilen insanlarından biri olan Ali Efendi o gün çok mutluydu. Oğlunun ilk çocuğu olmuştu; üstelik erkekti. Adını devam ettirecek bir erkek torunu dünyaya ilk çığlığını bırakmıştı.
Ali Efendi Çavuş; hepimizin bildiği Ali Çavuş ilkokulu Hekimhan’da bitirdi. Ardından ailesi ile birlikte Mersin’e göçtü; onu takip eden 3 kardeşi ile iyice kalabalıklaşan ailesini artık toprak doyurmuyordu çünkü.
Mersin’de ticaretle uğraşan ailesine katkı sunmanın yanı sıra öğrenimini de sürdürdü. Liseden sonra yaşama atıldı. Bir yandan 12 Eylül öncesi siyasi mücadelenin tüm sıcaklığı içinde aktif bir şekilde yer alırken diğer yandan ekmeğini kazanma çabasına girişti.
12 Eylül’den o da nasibini aldı. Siyasi arkadaşları yanı sıra ona iki evlat veren hayat arkadaşı Şenol bu süreçte ayakta kaldı.
Siyaset onun yaşamının ana damarı olmuştu. Ve 12 Eylül şiddetini birlikte göğüsledikleri arkadaşları ile birlikte Mersin politikasının sol siyasetinde önemli görevler üstlendi. Bunlardan biri de SHP il yöneticiliğidir.
Hayatını kazandığı Elit Kafe Mersin’de solda siyaset yapanları önemli uğrak yerlerinden biriydi. Ve Ali Çavuş bu sayede siyasetin ısısını daim hissedebiliyordu.
SHP, CHP’ye katıldığında o da arkadaşları ile birlikte bu parti içinde yerini aldı; hem de aktif bir şekilde. Delege seçimleri, il ve içe kongreleri, ön seçimler siyasetin ve dolayısıyla Ali Çavuş’un en hareketli ve de en mutlu olduğu anlardı.
Ali Çavuş, dedesi Ali Efendi’nin ismini gururla yaşatıyor, o ada layık olan bir hayat sürüyordu.
Bir gün hayatın yıprattığı kalbi tekledi. Hastaneye yetiştirdiler; kalp krizi geçiriyordu. Azrail kapıyı çalmış ama açamamıştı. Ardından yapılan kalp anjiyografisinde birçok damarının tıkandığı görüldü ve genç yaşta kalp damarları değiştirildi açık kalp ameliyatı ile. Hastalık ve ameliyat hızını ancak bir süre kesebildi. Siyaset olmazsa tabir yerindeyse neredeyse nefes alamıyordu.
Kalbi bir kez daha uyardı onu. Tekrar yoğun bakımlar, anjiyolar. Doktorlar sakin ve düşük tempoda bir hayat önerdiler. Buna ancak kısa süre uyabildi; siyaset çağrısı dayanılacak gibi değildi…
Yaklaşan yerel seçimler onu bir başka mutlu etmeye başladı. SHP’de il yönetimindeyken il başkanı olan Bora Yorulmaz’ın belediye başkan aday adayı olmasıydı sevincini arttıran ve tabii ki temposunu da…
Aday adaylık sürecinin bir kısmı da Ankara yollarında geçer. O gün de öyle olmuştu. Ankara’dan döndüler, evlerine gidip dinlenmeye fırsatları yoktu çünkü partinin Yenişehir İlçe örgütünün dayanışma yemeği vardı ve katılmasalar olmazdı. Nitekim dönüş yolu yemek yapılan salonda bitti.
Yorgundu ama keyfi yerindeydi. Yemekte neşeli geçiyordu. Biraz başı dönüyordu ama olacaktı o kadar bu yorgunluğun üzerine…
Konuşmalardan sonra müzik faslına geçilecekti salon bir anda karıştı; Ali Çavuş yere yığılmıştı. Salondaki doktorlar Aytuğ Atıcı, Hüseyin Çamak, Serhan Antalyalı, Galip Kırcı, Hızır gibi yetiştiler. Azrail bir yandan çekiştirirken doktorla vermeyiz diye direniyorlardı.
Ambulanslar yetişti ve onu yine yoğun bakıma yetiştirdiler. Ama kalp artık iyice yorulmuş, hırpalanmıştı ve durdu…
Ali Çavuş tıpkı bir sanatçının sahnede yaşama veda etmesi gibi o da kendi sahnesinde, siyaset sahnesinde hayata veda etti; sevdiği ortamda, sevdiklerinin arasında ve mutluluğu son ana kadar hissederek…
O doğarken çığlık çığlığa ağlıyor, etrafındaki her kes gülüyordu. Ve gülümseyerek hayatı terk ederken etrafındaki herkes çığlık çığlığa ağlıyordu.
Işıklar içinde yol alsın…
Dr. Nedim İnce
Mersin / 17. 12. 2013

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email