Dünya, Güneş’in etrafındaki dönüşünü tamamlamak üzere miladi takvime göre. Şimdiden eskiyen yılda nelerin olduğunun bilânçosu çıkarılırken; yeni yıla girecek olmanın heyecanı yaşanmaya başladı bile…
Yeni, sihirli bir sıfat ve insana genellikle iyi duygular hissettiriyor. Sanırım en güçlüsü de umuda göz kırpması ve yaşanmış olan sıkıntıların arkada kaldığı düşüncesine yer açmasıdır.
Miladi takvimi kullanan insanlar 31 Aralık’ta bir yılı eskitip arkada bırakırken, yenisini coşkulu hoş geldin eğlenceleri ile karşılarlar.
Geçen yılda yaşanan acılar, sıkıntılar geçen yılda kalmıştır ve yeni yılın gizemli sınırından geçemez, arkada kalır. Bu sınır tarafgildir; acıya, üzüntüye, sıkıntıya yol vermezken; sevinci, mutluluğu sevinçle kabul eder.
Yeni yılın var olduğu umulan bu torpiline “yeni” olmanın yarattığı umut da eklenince insanların onu neden coşkuyla karşıladığı kendiliğinden ortaya çıkar.
2013 yılında gerek dünyada, gerekse ülkemizde yaşananlara baktığımızda ibrenin acıdan yana olduğunu rahatlıkla görebiliriz: savaşlarda, terörist eylemlerde ölen ve yaralanan milyonlarca insanı, yine doğal felaketlerde yaşamını yitiren, sakat kalan yüz binlerce insan izledi. Ki o doğal felaketlerin önemli bir kısmını insan davranışlarının tetiklediğini biliyoruz.
Ve insanı doymak bilmez bir tüketici haline getiren Kapitalizmin sonunda insana uygun çevreyi de hızla yok ettiğini görüyor; yarattığı küresel ısınmanın çok daha acılı doğal felaketlere yol açabileceğinin ipuçlarıyla karşılaşıyoruz.
Sadece ülkemizde değil dünya üzerindeki sömürünün neden olduğu akıl almaz dengesiz gelir dağılımının yarattığı açlığı, yoksulluğu ve yoksunluğu da hesaba kattığımızda 2013 için iyi şeyler söylemek daha da zorlaşmaktadır.
İşte tam burada “yeni”nin sihri ortaya çıkmakta, 2014 yılı bize umut ve güzel günler vaat etmektedir.
Bize de bunu yaşama geçirmek için harekete geçme sorumluluğu…
Yeni yılda; hepinize, yeni umutlar; sağlık ve mutluluklar dilerim.
Dr. Nedim İnce
Mersin- 24. 12. 2013
Son yorumlar