preload preload preload preload

İki


21st Ocak 2014 Köşe Yazıları 0 Comments

İnsanlığın dünya üzerindeki kaderini İKİ şey belirleyecek gibi duruyor.
BİRİNCİSİ dünya üzerindeki gelir dağılımı bozukluğudur.
Üzerinde yaşayan insanların YÜZDE BİRİ, barındırdığı ölçülebilir zenginliğin YÜZDE ELLİSİNE sahiptir.
Geri kalan YÜZDE DOKSANDOZKUZA yüzde birden artan YÜZDE ELLİ kalmaktadır. Bunun içinde dengeli bir dağılım olsa da “hiç yoktan iyidir” diyebilsek; dünyadaki yoksulların yarısı G20 denen en zengin 20 ülkede bulunmaktadır mesela.
Ülkemizde durum daha vahimdir ve son 10 yıldır bu vahamet daha da artmıştır. Öyle ki dünya üzerinde ilk üçe girmiş durumdayız Çin ve Meksika ile birlikte gelir dağılımı bozukluğunda. OECD raporundaki bu tespit şu rakamla daha da pekişmektedir: OECD ülkelerinde en zengin YÜZDE ONU en yoksul YÜZDE ONUNDAN 8 kat fazla para kazanırken bu ülkemizde neredeyse ikiye katlanmaktadır: 15.1 kat.
Birkaç sayı daha gelir dağılımı hakkında bilgi verecek; bankalardaki mevduatın YÜZDE KIRKALTISI, hesap sahiplerinin sadece YÜZDE BİRİNE ait.
Ve övüne övüne bitiremediğimiz, kısa zamanda 35’ten 44’e çıkardığımız dolar milyarderlerimizin servetleri ülkemizin bir yıllık gelirinin YÜZDE ONBEŞİNE denk düşüyor.
Gelir dağılımındaki bu korkunç dengesizlik ne yazık ki her geçen yıl daha da artmaktadır: Bu da daha fazla yoksulluk, yoksunluk, açlık, hastalık, çatışma, terör, savaş, ölüm ve mutsuzluk demek.
İKİNCİSİ hızla tükettiğimiz doğal kaynaklarımızdır. Son yüzyılda atmosfere bıraktığımız CO2, insanın var olduğundan bu yana saldığına eşit durumdadır. Küresel ısınmaya davetiye çıkaran bu durum hoşumuza gitmeyecek atmosferik olaylara yol açacak ve açmaya başladı bile: sayısı ve yıkım gücü artan fırtınalar, kasırgalar, hortumlar, seller, kuraklılıklar…
Bu da yetmezmiş gibi diğer yandan kirlenen, erozyonla denizlere, okyanuslara taşınan toprak gün be gün bizi doyurmaktan uzaklaşırken endüstriyel tarım geleceğimizden çalarak sonraki yıllar için yeterli besin üretimini tehlikeye atmaktadır. GDO’lu ve katkılı besin maddelerinin yarattığı sağlık sorunlarından bahsetmiyorum bile…
Son yüzyılda dünya üzerindeki servet birçok şey gibi akıl almaz boyutlarda artmıştır. Ve varsayıldı ki zenginlik arttıkça insanların da refahı artacak ve daha mutlu bir hayat sürecekler. Ne yazık ki beklenen olmadı; bir yandan bu zenginlik çok dengesiz dağıldı insanlar arasında, çok az zengini daha da zengin edebilmek için milyarlarca yoksulu üretti. Diğer yandan bu zenginleşmeden daha fazla pay alabilmek adına; dünya büyük yıkımlara neden olan İKİ DÜNYA SAVAŞI gördü ve hala birçok yerde başlayıp biten ve de devam eden bölgesel savaşları…
Bize, insanın refahı için daha çok büyüme gerekir derken ve insanlar buna inanıp davranışlarını ona göre düzenlerken aslında sermayenin ne pahasına olursa olsun kendini yeniden üretmesine aracılık etmiş oluyorlar:
BİR: zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oluyor.
İKİ: dünyanın yaşamamız için gerekli olan doğal kaynakları tükeniyor.
Ve üçüncüsünü de ekleyeyim; ya bunun habitatı olan Kapitalizm’i yok edecek insanlar ya da Kapitalizm insanları…
Dr. Nedim İnce
Mersin / 21. 01. 2014

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email