preload preload preload preload

Bu Kedi Miyavlıyor


28th Ocak 2014 Köşe Yazıları 0 Comments

Saatinden önce olması gereken yerde bulunmayı bir alışkanlık edinmiş durumdayım. Bunun bir hastalık olup olmadığını merak etmişimdir her zaman; zira tersine bir durum gelişme olasılığı bile kalbimin hızlı hızlı atmasına yetiyor.
O gün de otobüsün kalkmasına neredeyse bir saat kala otogardaydım. Bir banka oturup bir yandan memleketimden insan manzaralarını seyrediyor bir yandan da aracın gelmesini bekliyordum.
Bir süre sonra otobüs perondaki yerini aldı. Valizimi verdim ve oturduğum banka dönüp hareket saatini beklemeye başladım. Artık yerimi almalıyım diye düşündüğüm bir anda bir eliyle evcil hayvan çantası taşıyan, diğeriyle bir bavulu sürükleyen kadın telaşla otobüse yaklaştı.
Orta yaşların sonlarında gözüküyordu. İnce bir kazağın üzerine yine aynı incelikte bir kaban geçirmişti. Hava soğuk olmasına rağmen terlemişti ve endişeli bir yüzü vardı.”Otobüsü kaçıracağım diye çok korktum” dedi muavine. Muavin elinden bavulu aldı, evcil hayvan çantası için tereddüt geçiriyordu ki sözüne devam etti; “Bu çantayı da al içinde kedim var. Aman dikkatli ol, iyi bir yere yerleştir” ve ardından ekledi; ”Bir şey olursa karışmam!” Kadının son sözleri muavini tedirgin etmişti anlaşılan; çantayı yerleştirmesi epey zaman aldı zira.
Gece otobüs yolculuklarını severim; hem zamandan kazandığımı düşünürüm hem de yanımda oturan yol arkadaşım konuşmaya meraklı ise uygun ortam bulamaz. Tabii ki yolda rahat uyuyabildiğimi de eklemeliyim.
Yol boyunca 3 mola veren otobüsün ilkinde yerimden kalkmadım. İkincisinde otobüsten indim. Biraz temiz hava aldım; buz gibi hava ciğerlerimi yaktı geçti ama kendimi iyi hissetmemi de sağladı, bir miktar hareket etmek de iyi geldi. Bir ara muavine gözüm takıldı. Bagajı açmış bir şeylerle uğraşıyordu.
Sabaha karşı vardık gideceğimiz kente. Çay, kahve servisi uyku mahmurluğumuzu atamadıysa da uyanmamızı kolaylaştırdı. Perona yanaştık ve yolcular ağır hareketlerle otobüsü boşalttı.
“Ama bu kedi miyavlıyor” diye bas bas bağırıyordu kadın muavine, aşağıya indiğimde. Muavin allak bullak bir yüz ifadesi ve öfkeli mi endişeli mi belli olmayan bir ses tonu ile; “Bu kedi abla tabii ki miyavlayacak” diye yanıt vermeye çalışıyordu. Kadın daha da öfkelendi;
“Canlı kediler miyavlar, benim kedim kardeşimi ziyarete gittiğimde öldü. Ben onu evimin bahçesinde en sevdiği yere gömmek için getiriyordum. Nerede benim kedim? Bu kedi nereden çıktı?” diye avazı çıktığı kadar bağırmaya sürdürüyordu. Muavinin eli ayağına karıştı, ne diyeceğini bilemez halde kekelerken otobüs sürücüsü ve şirket görevlileri imdadına yetişti. Kadını sakinleştirmeye çalışarak ofise doğru götürdüler muavin ile birlikte.
Oradan ayrılamadım, hikayeyi çok merak etmiştim ve baş kahraman olduğunu tahmin ettiğim muavinden öğrenebileceğimi düşündüm. İçerde işi bitince otobüse geleceğini umarak beklemeye başladım.
Yanılmamışım yaklaşık yarım saat sonra alı al moru mor kendi kendine söylenerek otobüse geldi. “Hayırdır Hüseyin” dedim, “Canını sıkan bir şey oldu anlaşılan”
Her zaman yaptığım gibi, muavin bana hizmet verirken ilk işim adını öğrenmek olmuştu ve yolculuk boyunca ismiyle hitap etmiştim. Bir yerlerde bir insanın birici ve en değerli şeylerinden birinin de adı olduğunu öğrenmiştim.
“Abi, bu insanlara iyilik yapmayacaksın” dedi kızgınlıkla. “Kadın kedime iyi bak” dedi. Ben de onu en iyi yere yerleştirdim bagajda. İkinci molada içime bir kurt düştü. “Gidip kontrol edeyim hayvanı” dedim. Demez olaydım. Bir baktım ölmüş. “Eyvah şimdi bu kadın beni perişan eder” dedim. Ne yapsam diye düşünürken miyavlayarak etrafımda dolaşan kedi bana çözüm yolunu gösterdi. Ölüsünü çöpe attım, dirisini de çantaya yerleştirdim. Üstelik yiyecek bir şeyler de koydum yanına. Ben nereden bileyim ölü kedisini gömmeye götürdüğünü.
“Peki, nasıl sakinleştirdiniz” diye sorduğumda, Hüseyin sorunun çözüldüğünü söyledi. Mola yerine telefon etmişler, çöpte kadının ölü kedisini bulmuşlar ve ilk otobüsle gönderiyorlarmış ve getirilir getirilmez kadının evine teslim edilecekmiş.
Dr. Nedim İnce
Mersin / 27. 01. 2014

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email