Dünya üzerindeki varlığı yüzbinlerce yıldır süren insanın soyunu sürdürmesi evrimin sağladığı olağanüstü uyum yeteneğinden olsa gerek. En soğuk iklimden, kavurucu çöl sıcaklarının hüküm sürdüğü yerlere kadar dünyanın dört bir yanında yaşadığını görürsünüz insanın. Bitkiler ve hayvanlar bölgelere göre değişir ama değişmeyen tek canlı varlık insandır.
Son birkaç yüzyıla sanayileşmenin damgasını vurduğu söylenebilir. Buna eşlik eden Kapitalist sistem, kapitalini beslemek ve katlamak için sanayileşmenin üretim kapasitesini devasa boyutlarda arttırmıştır; yarattığı ve her türlü araçla beslediği, desteklediği tüketim çılgınlığının ardına katarak…
Diğer yandan bilim ve teknoloji, artan besin üretimi, hayatı kolaylaştıran gereç ve tüketim çıktıları ile yaşam kalitesini arttırırken gelişmesine ön ayak olduğu sağlık hizmetleri sayesinde de insan nüfusunun hızla çoğalmasına yol açmaktadır. Yeni yeni tüketiciler eklenmektedir yerküre sathına.
Bir yandan Kapitalist Sistemin diğer yandan bununla birlikte, artan insan sayısının zorlamasıyla sanayide, tarımda üretim yıl be yıl kendini aşmakta, artmaktadır: Neredeyse her yıl tahminler düzeltilmesine rağmen ondan daha da fazla Karbondioksit salarak atmosfere…
Daha fazla Karbondioksit daha fazla ısınma demek atmosferde çünkü sera etkisi yaratan bir gaz olduğu çok uzun süredir biliniyor.
Sadece insanın atmosfere saldığı Karbondioksit ile kalınsa belki de iyi oldu bile denebilir. Hafif yükselen ısı, ılımlı artan yağışlar zarardan çok fayda sağlayabilir hatta tarım üretimini bile arttırabilir.
Ne yazık ki iş bu kadar basit olamıyor. Kapalı bir sistem olan dünya ve atmosferinde bir şeyin ciddi şekilde değişmesi zincirleme birçok değişikliğe neden oluyor.
Hızla artan Karbondioksit de dünya ve atmosferi için ciddi bir değişikliktir.
• Sera gazı olması nedeniyle Karbondioksitin artmasıyla dünya ısısı yükseliyor.
• Çoğalan ısı buharlaşmayı arttırırken havada yoğunlaşan nemin ısı tutucu özelliği devreye giriyor.
• Isı artıyor ve kutuplardaki buzlar hızlanarak eriyor, güneşi yansıtan buzun yerini ona kucak açan koyu renkli deniz alıyor.
• Isı artıyor, binlerce senedir donmuş toprakların bir kısmı tekrar donmamak üzere çözülüyor ve içinde hapsettiği Karbondioksiti atmosfere salıyor.
• Isı artıyor, iyice nemlenmiş atmosfer bazı yerlerde uzun süren kuraklığa ve bazı yerlerde de ortalığı darmaduman eden aşırı yağışlara yol açıyor.
• Isı artıyor, kuraklığın kavurduğu tarlalara, sel sularının esir aldığı tarlalar ekleniyor besin üretimi azalıyor.
• Isı artıyor, okyanuslardaki nem ve deniz üzeri ısı değişiklikleri akıntıları, üzerindeki atmosferi etkiliyor; sayısı artan ve şiddetlenen tayfunlar sahne alıyor.
• Isı artıyor, azalan besin, tükenen su, sular altında kalan kentler, kasabalar, köyler…
İnsan nereye gidiyor böyle beraberinde birçok canlı türünü sürükleyerek…
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin ilk sonuçları bu gidişin dönüşünün
olmadığı izlenimini veriyor.
İnsanın meşhur uyum yeteneği devreye girecektir mutlaka…
Ne kadar işe yarayacaktır?!.
Kimlerin işine yaracaktır?!.
Yanıtını şimdiden vermenin mümkün olmadığı birçok soru daha üretebiliriz…
Sahi, insan nereye gidiyor böyle?..
Dr. Nedim İnce/ Mersin / 10. 12. 2012
Son yorumlar