preload preload preload preload

Kentin Gürültüsü


24th Ekim 2012 Köşe Yazıları 0 Comments

Dün akşam bayram tatilinden yararlanarak kendimi attığım Altınoluk’taki yazlık evin balkonunda gecenin sessizliğini dinlerken bir süre önce yaşadığım bir anı canlandı zihnimde.
Arkadaşlarımla bir akşamüstü denize açılmıştık Mersin’de. Rüzgar, yelken seyri yapmamıza izin verdi. Hava iyice kararınca kente dönmeye başladık; 2 saat kadar rüzgarın ve denizin çıkardığı ve bize tatlı bir melodi gibi gelen seslerle ruhumuzu dinlendirmiş olarak…
Kıyıya yaklaştıkça gücü gittikçe artan uğultu bir gürültü bize eşlik etmeye başladı ve bir süre sonra o kadar çok çoğaldı ki telaşla sahili gözlemeye başladım: Mersin’de anormal bir şey mi oluyordu?..
Tekneyi limana bağlayınca gördük ki o gürültü bizim 24 saat içinde yaşadığımız ama farkına bile varmadığımız kentin olağan gürültüsüymüş. Yaşadığım şaşkınlığı tahmin edebilirsiniz…
O akşam kent gürültüsü üzerine bir şeyler yazmaya karar verdim ve dün akşam bunun için beni harekete geçirdi.
Gürültü tanımı değişik şekillerde yapılabilmektedir. Gürültü Kontrol Yönetmeliğinde “gelişigüzel yapısı olan ses spektrumudur ve sübjektif olarak istenmeyen ses” diye tanımlanmaktadır. Belirgin özelliği olmayan, istenmeyen sesler yine gürültüyü bir başka şekilde tarif etmektedir.
Gürültünün önemi sağlık üzerine etkilerinden kaynaklanmaktadır. İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından 1996 yılında yayımlanan bir rapordan yararlanalım bu dediklerimizi somutlaştırmak için. Önce gürültünün şiddetine göre verdiği rahatsızlığa bir göz atalım:
55-60 dBA : Gürültü rahatsız eder
60-65 dBA : Rahatsızlık belirgin bir şekilde artar
65 dBA üzeri: Davranış biçiminde engellemeler oluşur, gürültü kaynaklı zararlı semptomlar oluşur.
Şimdi de gürültünün şiddetine göre sağlığa yaptığı fiziksel, fizyolojik, psikolojik ve sosyal etkilerine göz atalım:
1.Derecedeki gürültüler (30-65 dBA): Konforsuzluk, rahatsızlık, öfke, kızgınlık, uyku düzensizliği ve konsantrasyon bozukluğu.
2.Derecedeki gürültüler (65-90 dBA): Fizyolojik reaksiyonlar; kan basıncı artışı, kalp atışlarında ve solunumda hızlanma, beyin sıvısındaki basıncın azalması, ani refleksler.
3.Derece gürültüler ( 90-120 dBA): Fizyolojik reaksiyonlar, baş ağrıları..
4.Derece gürültüler (120-140 dBA): İç kulakta devamlı hasar, dengenin bozulması.
5.Derece gürültüler ( >140 dBA): Ciddi beyin tahribatı, kulak zarının patlaması.
İnsanlar sanayileşmeden sonra büyük bir hızla kentlerde toplanmaya başladı. Ve gürültü denen olgu şehirleşmeyle birlikte yaşamımıza girdi. Sanayileşmenin getirdiği makinelerin oluşturduğu gürültüler ki motorlu araçlar en önemli kısmını oluşturur, ana gürültü kaynağı olarak yer alır kent yaşamında. İnşaat, ticari alan, yerleşim alanları daha sonraki gürültü kaynaklarıdır.
Adana’da Araştırma görevlisi Cengiz Uslu ve Doç. Dr. Muzaffer Yücel yaptıkları araştırmada motorlu araçların oluşturduğu gürültüyü 2. derece (60- 85 dBA ) olarak saptamışlar. İnşaat 3. Dereceye kadar gürültü üretebilmektedir bu çalışmanın sonuçlarına göre.
Sadece gürültü gerçeği bile kentte yaşayan insanların neden uykusuz, öfkeli, tahammülsüz, dikkatsiz, yüksek kan basınçlı, kronik baş ağrılı, ileri yaşlarda işitme kayıplı ve bol kulak çınlamalı olduğunu açıklamaya yetiyor.
Kent yöneticilerine gürültüyü acilen azaltacak önlemler almak düşerken, yaşayanlara da bunun gerçekleşebilmesi için örgütlü mücadele etmek…
Ve zaman zaman da olsa kentten uzaklaşmak için olabildiğince fırsat yaratmak…
Dr. Nedim İnce / 23. 10. 2012 / Altınoluk

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email