preload preload preload preload

ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE BİR MEKTUP


30th Temmuz 2013 Köşe Yazıları 0 Comments

Sevgili Dostum Cafer Gürbüz oturmuş bir mektup yazmış bana özgürlük üzerine.
Sizlerle paylaşmasam olmaz:

“Nedim Kardeşim,
Özgürlük konulu yazını büyük bir keyifle okudum. Özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu net ifadelerle anlatmışsın. Eline sağlık. “Su gibi hava gibi bir gereksinimdir özgürlük “ diyorsun sanırım bundan daha iyi özgürlüğün önemi anlatılamazdı.
Umarım ve dilerim ki insanlık havayı ve suyu kirlettiği gibi özgürlüğü de kirletmez.
Özgürlüğü herkes kendine göre yorumluyor. Örneğin hırslı biriyseniz hırslarınızı arzularınızı gerçekleştirmek için gereken bir şey diyebilirsiniz.
j.P.Sarte özgürlüğü şöyle tanımlar “Özgür olmak , nasıl bir dünya olursa olsun, onun içinde kendini seçmek demektir…Esasında özgürlük bir varlığa köle olmaktan kurtuluştur. Özgürlük bir iş veya eylem yaparken ortaya çıkar. Özgürlüğü kullanabildiğimiz tek bir zaman vardır o da şimdiki zaman.
İnsan özgürlüğe mahkumdur ve bunun sorumluluğu vardır. Özgür olmamı sonlandıracak bir özgürlüğe sahip değilim.
Tasarıları ile kendini gerçekleştiren insan, kendini aşarak yeni bir ben oluşturur ki asıl özgürlük buradadır. Kelimenin tam anlamı ile özgürlük varlığın kumaşıdır”
Sevgili dostum senin de değindiğin gibi özgürlüğümüzü kısıtlayan bir iç zincir bir de dış zincir vardır. Zihin kendi koşullanmalarından kurtulduğunda özgürlük başlar. Çok iyi bir işiniz, mesleğiniz olabilir, başarı merdivenlerinden tırmanıyor da olabilirsiniz; fakat aşırı hırsınız varsa, biri olma çabası varsa, bu özgürlüğünüzü kısıtlar. Herhangi bir iç ya da dış zorlama varsa özgürlük olmaz.
Bazı insanlar, kendi istedikleri sonuca ulaşmak için bir şeye bağlanırlar. Bunlar bir ideoloji, bir örgüt, siyasi parti, bir lider, bir kurum olabilir. Bunların insanların özgürlüğünü nasıl kısıtladığına hep birlikte tanık oluyoruz.
Engellerden sınırlamadan kaçış özgürlük değildir. Koşullara başkaldırı, bir şeyden kurtulma ya da bir şey olma isteği özgürlük değildir, bunlar tepkidir. Tepkiler zihni köleleştiren başka koşullar oluşturur, başka çevresel etkiler doğurur ve yeni koşulların tutsağı oluruz.
“Gönüllü kölelerin içlerindeki efendi tembelliktir .” diyor La Boetie ve Önüne konan bir tas çorbayı terk edemeyenlerin gönüllü köle olaya mahkum olacağını yazar. Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev adlı eserinde, 480 yıl önce, hem de 20 yaşında.
Özgürlüğümüzü kısıtlayan hırslardan, korkulardan, bencillikten, statü isteğinden, mal ve para oburluğundan, öne çıkma iştahından kurtulmanın, yani özgürleşmenin yolu var mı?
Var Özgür olmadığımızı hissettiğimiz an uyanış başlıyor demektir.
Sevgi ve saygılarımla. Cafer Gürbüz. 22 Temmuz 2013”

Özgürlüğün önemi ve enginliğini açık bir şekilde dile getiren dostuma teşekkür ediyorum.
Dr. Nedim İnce
Mersin / 30.07.2013

  • Yorum Yaz

    * Required
    ** Email