Bu yazı biraz “Bize Plan Değil Pilav Lazım”ın devamı olacak. O makalede bulvar kenarına yapılan yağmur suyu drenaj kanalları inşaatı için şu cümleleri kullanmıştım:
“…beton bloklar niyeyse, asfalttan yüksek dökülmekte ve keskin kenarları her bulvara giriş ve çıkışta arabaların lastiklerini hırpalamakta, unutmayı engellemektedir. Bu işten lastik üreticileri iyi para kazanacak gibi durmakta…”
Meğer beton blokların yüksekliği benim tahmin edemediğim ince bir planlamanın parçasıymış. Ve haksızlık yapmışım bu cümleleri yazarken.
O yazıda da belirttiğim gibi bulvar kazılıp taban malzemesi tekrar döşenip asfaltlanmış ve çizgileri de çekilerek rahat bir sürüşe olanak sağlayacak şekilde hizmete sunulmuştu.
İnce plana gelince; daha çizgileri bile eskimemiş yeni asfaltın üstüne yeniden dökülecek asfalt için beton bloklar yüksek yapılmış. Ben de bu yüksekliğin eleştirisini yaparken öngörüsüzlüğümü ortaya koymuş oluyormuşum meğer…
Kentin birçok cadde ve sokaklarında yol kaplamaları istenilen kalitede değilken orada kullanılabilecek asfalt, yeni yapılmış bir asfaltın üzerine dökülüyor; üstelik cari açıkta dünya rekorlarına koştuğumuz bir dönemde ithal ettiğimiz malzeme ve araçlarla…
Ve de bu yaz sıcağında kent trafiğinin bir kısmında sıkışıklığa yol açarak…
Pes doğrusu…
Bitti mi?
Hayır!
Pazar günleri öğleden sonra Silifke tarafından Mersin’e geliyorsanız umarım bir yerlere yetişme gibi bir zorunluluğunuz yoktur ve arabanız, içinde bulunduğunuz araç klimalıdır.
Erdemli’ye yaklaşırken sizi kilometrelerce uzunluğunda bir araç kuyruğu karşılayacak ve kilitlenmiş İstanbul trafiği nostaljisini burada yaşayacaksınız. Zira bölünmüş yolun bir kısmı tekrar kazınıp asfaltlanmak üzere trafiğe kapatılmış durumda ve akış tek şeritten verilmektedir.
Ne var bunda, ne güzel yollar yenileniyor denebilir. Bunun da bir sıkıntısı olacak elbet diye de devam edilebilir.
Doğrudur, doğrudur da bu yol yenileme trafiğin çok daha sakin olduğu kış, hadi bahar aylarında yapılamaz mıydı? Sorusunu sorma hakkını da kazandırır bize; üstelik yeniden yapımına girişilen yol şu anda üzerinde trafik olandan daha kötü değilken yani durum çok da aciliyet göstermezken…
Pes doğrusu…
Bir kez de, aşağıya alacağım, Meltem Ahatoğlu’nun Haberci Gazetesi’ndeki haberin bir pasajı için kullanalım bu ünlemi:
“Sebil HES AŞ’nin Proje Müdürü Mustafa Bakşi, Tarsus’ta düzenlediği basın toplantısında, hidroelektrik santrallerinin yeşil enerji türünden ve doğa dostu olduğunu söyledi.”
Sürecin içindeki bazı olumlu unsurları alıp olayın tamamında ortaya çıkacak olumsuzluğu gözden kaçırmak böyle bir şey olsa gerek.
Buna bir de şöyle diyebiliriz:
HES doğrusu!

Dr. Nedim İnce
Mersin / 17. 07. 2012